İmam hatip liseleri ve ekonomi...

AKP iktidarının 1,5 yıllık icraat sürecinde şu iki temel noktadaki başarısı hemen herkes tarafından kabul ediliyor: 1. Demokratikleşme ve Avrupa Birliği ile ilişkiler 2. Ekonomi...

Haberin Devamı

AKP iktidarının 1,5 yıllık icraat sürecinde şu iki temel noktadaki başarısı hemen herkes tarafından kabul ediliyor:

1. Demokratikleşme ve Avrupa Birliği ile ilişkiler

2. Ekonomi...

Bu iki alandaki başarı, kuşku yok ki iktidar partisinin yerel seçimlerde oy oranını artırmasında etkili oldu. Ancak daha önemlisi, geçen sürede korkulan gelişmelerin olmamasıydı.

AKP 2002 seçimlerini kazanıp iktidar olduğunda kafalarda oluşan soru işaretleri kamuoyunun kaygıları, "gerilim çıkarırlar mı" yönündeki olumsuz beklentileri gerçekleşmedi. Ortamı germemeyi, geçmişin olumsuz alışkanlıklarından uzak durmayı belirli ölçüde başardı AKP. Türban, imam hatip ve benzeri hassas konularda inatlaşmaya girmedi.

Ancak, tabandan, partinin 'Milli Görüşçü' kanadından gelen talep ve baskılar son dönemde öyle anlaşılıyor ki baskın çıkmaya başladı.

Ve 'üniversite reformu' diye yola çıkan hükümet, şimdi Meclis'e imam hatiplere üniversite kapılarını açan bir tasarı getiriyor. Hem de gerilim yaratacağını bile bile...

Bu tasarının hükümeti laiklik konusunda duyarlı kesimlerle, üniversitelerle ve YÖK'le karşı karşıya getireceği ortada. Böyle bir düzenlemeye Cumhurbaşkanı'nın, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ve bazı sivil toplum örgütlerinin şiddetli itirazları olduğu da biliniyor. Ama bütün bunlara rağmen bu sefer hükümet ısrarlı; her ne pahasına olursa olsun imam hatip liselerine üniversite kapısını açacak. Tabii ki, Cumhurbaşkanı'nın veto engeli aşılabilir, Anayasa Mahkemesi hızlı bir yürütmeyi durdurma kararı vermez ise...

Ekonomi olumsuz etkileniyor
Bu tasarı yüzünden doğabilecek gerilim, sadece siyaseti etkilemekle kalmayacak, ekonomiyi de
olumsuz etkileyecek. Belirtileri şimdiden görülmeye başladı, piyasalar tedirgin bir bekleyişe geçti, Hazine faizleri yükseldi.

Ayrıca bir süreden beri ekonomi hafif de olsa bazı alarm sinyalleri veriyor. İç talepteki hızlı büyüme, cari işlemler dengesini vurmaya başlıyor. Yılın ilk dört ayında cari açığın 4-5 milyar doları bulabileceği hesaplanıyor.

Ekonomi kurmayları bazı yeni tedbir önerileri hazırlıyorlar, kapsamlı bir paket olmasa dahi bir ince ayar yapılması gereği üzerinde duruyorlar.

Fakat, şu anda hükümet bu konularla pek meşgul görünmüyor. Örneğin 30 Nisan günü Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Devlet Bakanı Ali Babacan ve Hazine, DPT, Merkez Bankası yetkilileri yeni önlemleri belirlemek üzere bir araya geliyorlar. DPT'nin öteden beri savunduğu klasikleşen 'üretimi düşürmeden iç talebi kısma formülü' olan tüketici kredilerindeki ve kredili ithalattaki Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu kesintisi oranlarını artırma önerisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sunuluyor.

Erdoğan'dan 'şimdilik beklesin' yanıtı geliyor.

Çünkü imam hatip liseleri ile ilgili tasarı bugünlerde hükümetin birinci önceliği.

Hükümet, bütün itirazlara, tepkilere kulağını tıkayarak bu tasarıyı sayısal üstünlüğüne dayanarak Meclis'ten geçirecek gibi gözüküyor.

Bu durum, bir süredir kamuoyunun unuttuğu "AKP'nin gizli gündemi" tartışmalarını yeniden alevlendirebilir. Daha şimdiden, bazı çevrelerce "Fırsat kolluyorlar. İmam hatiplere üniversite kapısının açılmasının ardından sıra türbana gelecek. Üniversitelerde türban yasağının kaldırılmasına dönük düzenleme yapacaklar" iddiaları dillendiriliyor.

Yapıp yapmayacakları belli değil. Belli olan şu ki, bugün Meclis Milli Eğitim Komisyonu' nda ele alınacak olan YÖK tasarısı, bazı devlet kurumları ile bazı toplum kesimleri ve sivil toplum örgütlerinin hükümete dönük güvensizlik katsayısını yeniden ciddi biçimde yükseltecek.

DİĞER YENİ YAZILAR