İmam hatip gerilimini veto bitirecek...

Hükümet, imam atip liselerine üniversite kapısını aralamayı amaçlayan YÖK Yasa Tasarısı'nın neden olduğu yüksek tansiyonu düşürmek; asker, sivil toplum örgütleri ve üniversitelerle gerilen ilişkileri yumuşatmak eğilimine girdi

Haberin Devamı

Hükümet, imam atip liselerine üniversite kapısını aralamayı amaçlayan YÖK Yasa Tasarısı'nın neden olduğu yüksek tansiyonu düşürmek; asker, sivil toplum örgütleri ve üniversitelerle gerilen ilişkileri yumuşatmak eğilimine girdi.

Yumuşama için bulunan formül, "Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in veto etmesinden sonra, ısrarlı davranılmayıp, tasarıyı uyumaya bırakmak" olarak özetleniyor.

Aslında geçen hafta Meclis'te kabul edilerek, Çankaya'nın onayına sunulan tasarı konusunda Sezer görüşünü açıklamış değil. Muhtemelen de 15 günlük normal inceleme süresini sonuna kadar kullanacak ve veto edip etmeyeceği ancak ay sonunda belli olacak.

Fakat Cumhurbaşkanı Sezer'in vetosuna kesin gözüyle bakan AKP kurmayları, yaşanan gerilimi, yumuşama ve kurumlararası barış sürecine çevirme formülünü de bunun üzerine oturtuyorlar:

"Cumhurbaşkanı'nın sıralayacağı hukuki ve anayasal gerekçelere saygılı davranırız. Aynı tasarı üzerinde ısrarlı olmayız, bunu uyumaya bırakırız. Ancak kapsamlı bir üniversite reformu konusundaki ısrarımızdan vazgeçmeyiz. Üniversiteler, YÖK ve sivil toplum örgütleriyle de uzlaşmaya açık biçimde önümüzdeki dönemde bu reformu gerçekleştirebiliriz..."

AKP kurmaylarının bu sözleri doğal olarak, "Madem ki ısrarlı olunmayacaktı, o zaman bu gerilim niye yaratıldı? Genelkurmay'ın bildirisine rağmen tasarı niye yıldırım hızıyla Meclis'ten geçirildi?" sorularını akla getiriyor.

Öyle ki, tasarının imam hatiplere ilişkin hükümleri belli olduğu anda, bazı AKP'liler de sıkıntıyı görmüş ve gereken yerlere gereken uyarıları yapmışlardı. Bunun kurumlar arasında bir krize yol açabileceği, YÖK ve üniversitelerle hükümet arasındaki ilişkileri gereceği ve kamuoyundan da tepki alacağı daha işin başında AKP içinde konuşulmuştu.

Ancak parti içindeki 'Milli Görüşçü' kanat, "Tabanımıza söz verdik, bunu şimdi yapamazsak geçen dönemde çok eleştirdiğimiz MHP'nin duruma düşeriz, tabanımızın güvenini kaybederiz" biçimindeki bir karşı çıkışla hareket etmiş ve Başbakan Erdoğan üzerinde de bu görüş etkili olmuştu.

Erdoğan'ın ısrarcı olmasının diğer bir nedeni de, "YÖK ve Üniversitelerarası Kurul Başkanı'nın tutumlarına duyduğu tepki ile Genelkurmay'ın sert bildirisi" diye açıklanıyor.

Erdoğan'a yakın bir AKP kurmayı bu konuda şunları söylüyor:

"Genelkurmay Başkanlığı'nın sert açıklaması üzerine geri adım atlsaydı çok yanlış olurdu. O zaman Türkiye'deki rejimin hâlâ asker vesayeti altında olduğunu dünya aleme ilan etmiş olurduk. Demokratikleşme ve sivilleşme yönünde yaptığımız düzenlemeler, Anayasa değişiklikleri anlamını kaybederdi. AB'ye karşı inandırıcılığımız zedelenirdi..."

Aslında AKP'nin çelik çekirdeğini oluşturan katı muhafazakâr ve Milli Görüşçü kanadın tutumu değişmiş değil. Onlar hâlâ bu noktadan sonra geri adım atılmamasını, Cumhurbaşkanı veto etse dahi tasarıyı aynen geri gönderip, yasalaştırılması için ısrarlı davranılması gerektiğini savunuyorlar.

Ancak Bakanlar Kurulu ve Tayyip Erdoğan'ın yakın çevresindeki hava, inat edilmemesi ve bir an önce gerilimin sona erdirilmesi yönünde.

DİĞER YENİ YAZILAR