İlk üç madde değişebilir mi?

Haberin Devamı

Yeni anayasa çalışmaları konusunda, özellikle iktidar partisi sözcüleri öteden beri şunu söylüyorlar:

“Eğer uzlaşma ile gerçekten özgürlükçü, sivil ve demokratik bir yeni anayasa yapılacaksa kimse kırmızı çizgi dayatması yapmamalı...”

Bu söyleniyor ama iktidarın da muhalefetin de kafasında elbette bazı kırmızı çizgiler var. Sadece şimdilik bunlar telaffuz edilmiyor, edilmesin isteniyor.

Yoksa Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Meclis’i açış konuşmasında çizdiği yeni anayasa çerçevesi de belirgin kırmızı çizgiler içeriyor.

En başta da mevcut anayasanın temel tabusu niteliğindeki ilk üç madde...

Değiştirilmesinin teklif edilmesinin dahi yasak olduğu maddeler...

Bu konu öteden beri tartışmaya açık. Ki, 12 Eylül 2010 referandumu ile yapılan son değişiklikler öncesinde bu maddeler yüzünden iktidar partisinin başı çok ağrımış, 12 Eylül 2010 öncesi Anayasa Mahkemesi, “değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez” 2. maddeye gönderme yaparak AKP hakkında “irticai faaliyetlerin odağı” hükmünü vermişti.

Elbette Anayasa Mahkemesi’nin anlayışı, içtihatları artık değişti. Ama hüküm hala duruyor.

O nedenle, belki o kaygılarla AKP de bugün ilk üç maddenin değiştirilmesinden yana gözükmüyor.

Ama acaba bu ilk üç maddeye hiç dokunulamayacak mı? Bu ilk üç maddenin virgülüne dahi dokunmak suç kapsamında mı olacak?

AKP’li ve AKP’ye yakın hukukçular “hayır” diyor.

Hatta bazıları, “Eğer yeni anayasa yapılacaksa ilk üç madde de pekala yeniden yazılabilir” görüşünde.

Ancak AKP tarafında ağırlıklı eğilim, sözkonusu ilk üç maddenin özüne dokunmamak yönünde.

Özüne dokunmadan bu ilk üç maddenin yeniden kaleme alınabileceği söyleniyor.

Yani, devletin şeklinin cumhuriyet olduğu, laik, demokratik sosyal bir hukuk devleti olduğu, istiklal marşı, bayrağı ve başkenti konusunda hiç kimsenin sorunu yok. Bu temel ilkeler aynen korunarak sözkonusu üç maddenin yeniden yazımı sözkonusu olabilecek.

İfadeler kısaltılıp netleştirilerek, özü değiştirmeyecek yeni düzenlemelerle...

Örneğin 3. maddedeki “Dili Türkçedir” ifadesi “Resmi dili Türkçedir” biçimine dönüştürülebilecek. Uzlaşma koşuluyla...

Yarın Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in başkanlığında ilk toplantısını yapacak olan uzlaşma komisyonunun önceliği elbette bu ilk üç madde olmayacak. Çünü eğer öyle olursa işin daha başında uzlaşmazlıkların ön plana çıkması riski var.

Yarınki toplantıda komisyonun genel çalışma prensipleri üzerinde mutabakat sağlanmaya çalışılacak.

Bugün ilk toplantısını Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in başkanlığında yapacak komisyon ama bundan sonraki çalışmalar nasıl yürüyecek? Ya Meclis Başkanvekillerinden biri veya oy hakkı olmamak kaydıyla yine Meclis içinde bütün partilerin üzerinde mutabakat sağlayabileceği bir “akil adam”...

Çiçek, ancak kritik konularda, uzlaşmazlık çıkması durumlarında devreye girip, arabulucu rolünü yerine getirecek gibi gözüküyor.

Bütün bunlar yarınki toplantıda karara bağlanacak.

Yarınki ilk toplantıda gündeme gelecek bir başka önemli konu da şu: Çalışmalar, madde madde eski anayasayı elden geçirmeyi esas alan bir model üstüne mi oturtulacak yoksa bölüm bölüm yeni bir anayasa yazımına mı ağırlık verilecek? Oylamalar nasıl olacak? Oybirliği koşulu mu aranacak nitelikli çoğunluk mu?

Muhtemelen mevcut anayasa maddelerini bir kenara bırakıp bölüm bölüm yeni anayasa yapmak üzerinde yoğunlaşılacak. Oylamalarda da üçte iki veya dörtte üç gibi nitelikli çoğunluk aranacak...

Temel hak ve özgürlükler başta olmak üzere önce uzlaşması kolay olan bölümlerle işe başlanacak. İlk üç maddenin yeniden yazımı, laiklik, vatandaşlık ve millet tarifi gibi, yargı gibi düzenlemeler ise muhtemelen en sona bırakılacak.

DİĞER YENİ YAZILAR