İktidarı pekiştirme stratejisi mi?

Haberin Devamı

Nisan ayındaki cumhurbaşkanlığı seçimi kilitlenince AKP, cumhurbaşkanının halk oyuyla seçilmesine ilişkin bir anayasa değişikliği yapmıştı.

Fakat seçimlerde elde edilen yüzde 47 oy ve 341 milletvekili çoğunluğu ile, yarıda kesilen Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesi süreci tamamlandı. Şu anda Gül 11. Cumhurbaşkanı olarak Çankaya Köşkü’nde. Ama öte yandan cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine ilişkin süreç de devam ediyor. Anayasa referandumuna dört haftadan az bir süre kaldı.

21 Ekim’de yapılacak olan referandumda eğer anayasa değişikliğine yüzde 50 artı 1 “evet” çıkarsa ne olacak?

Şu anda bir netlik yok. Kararı Yüksek Seçim Kurulu verecek. Ancak anayasa değişikliği ile Gül’ün cumhurbaşkanlığının sona erdirileceği ve 11. Cumhurbaşkanının iki turlu seçim sistemi ile halk tarafından seçilmesi yönünde bir karar çıkma olasılığı yüksek. Çoğu hukukçunun ve hatta AKP kurmaylarının da beklentisi bu yönde.

Ve eğer böyle olursa YSK, “Mevcut cumhurbaşkanı hukuki statüsünü kaybetmiştir. 11. Cumhurbaşkanı anayasa değişikliğine uygun olarak halk tarafından seçilmelidir” kararını verirse Türkiye bir veya iki kez daha sandık başına gitmek durumunda kalacak. Küllendirilmeye çalışılan tartışmalar yeniden alevlenecek, toplumsal çatışma ve kutuplaşma riskleri yeniden artacak. Oysa bunu önlemenin yolu vardı. Yeni Meclis oluşup Cumhurbaşkanlığı seçimi tamamlandıktan sonra AKP eğer isteseydi referandum gündemindeki cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin anayasa değişikliğini yok hükmüne düşürecek bir anayasa değişikliğini pek ala yapabilirdi. Ama yapmadı. Ki böyle bir yola gitmenin çok mantıklı bir gerekçesi de vardı. AKP yeni anayasa projesini çok daha önceden başlatmıştı. Belli ki yürürlükteki anayasayı değiştirme kararlılığı zaten var. Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin bir düzenleme yapmayı, bir sistem değişikliğine gitmeyi çok istiyorsa AKP yeni anayasa veya kapsamlı anayasa değişiklikleri kapsamında bunu yapabilirdi. Referandum gündemindeki değişikliğe şu an Türkiye’nin acil ihtiyacı mı var? Yok. 11. Cumhurbaşkanı yürürlükteki anayasa gereğince seçildi ve şu anda görevinin başında. O zaman bu gereksiz referandum prosedürünü niye durdurmadı AKP? Niye seçmeni en az iki, belki de üç kez daha sandığa götürecek bir seçeneği kabullendi?

AKP acaba seçmeni yeniden yeniden sandık başına götürerek, muhalefetin dağınıklığından ve güçsüzlüğünden de yararlanarak kendi gücünü ve iktidarını iyice pekiştirmek mi istiyor?

Anayasa değişikliği referandumda kabul edilir ve YSK, 11. Cumhurbaşkanı halk oyuyla seçilmeli kararı verirse AKP, Abdullah Gül’ü aday gösterecek.

Gül birinci turda yüzde 50’nin çok üzerinde bir oy oranıyla cumhurbaşkanı seçilirse hem AKP bir yıl içinde üç defa seçim zaferi kazanmış olacak hem de Gül çok daha güçlü biçimde Çankaya’ya halkın oyları ile dönecek. Bugün bazı kurum ve kesimlerin gösterdiği tepki ve protestoların da önünün alınabileceğini hesaplıyor AKP kurmayları...

DİĞER YENİ YAZILAR