Hükümetin planları değişecek mi?

Haberin Devamı

PKK terör örgütünün dün sabah saatlerinde Dağlıca yöresinde gerçekleştirdiği hain saldırı sonucu 8 askerin şehit olması Türkiye’yi derinden sarstı.

Bu saldırı ve 8 askerin şehit olması elbette toplumu olduğıu kadar siyaseti, hükümeti de etkiledi.

Bazı çevrelerde yine derin yorum ve değerlendirmeler yapılıyor. Şu deniyor özetle:

“İşte tam hükümet bir çözüm üzerinde çalışırken, içeride ve dışarda yürütülen kritik temaslarla plan olgunlaşma aşamasında iken, bu provokasyonla çözüm sabote edilmeye çalışılıyor...”

Doğru olabilir.

Provokasyon veya değil. Terör Türkiye’nin bir gerçeği. Ve Türkiye ne yazık ki çeyrek asırdan fazla bir süredir mücadele ettiği bu sorunla başa çıkamıyor.

Sorun küçülmüyor, aksine büyüyor, yaygınlaşıyor.

Çeyrek asır önce soruna sadece “bölücü terör sorunu” diye bakılıyor öyle çözüm aranıyordu.

Ama bugün durum farklı.

Bugün terör sorunun yanısıra bir de Kürt sorunundan söz ediyoruz artık.

Peki bu iki sorun arasında bağ var mı? Bu sorunlar iç içe mi, değil mi?

İşte tartışma bu noktada bitmiyor.

Başbakan Erdoğan da dahil siyasetçilerin büyük bölümü “Kürt sorunu yoktur. Kürt vatandaşlarımızın sorunları olabilir. Onlar da çözülecektir” diye yaklaşıyorlar. Ya da demeçlerinde o şekilde konuşmayı uygun görüyorlar. MHP ise zaten başından itibaren Kürt sorunu denmesine alerji duyuyor.

Sorun serin kanlı biçimde, sağlıklı biçimde tartışılamıyor. Ortak çözüm arayışları da ne yazık ki bugüne kadar sonuç vermedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun on gün önce başlattığı mutabakat arayışıyla esmeye başlayan olumlu rüzgarın sonuç vereceği de şüpheli.

Bu arada hükümetin uzunca bir süredir sessiz ve derinden yürüttüğü yeni açılım veya köklü çözüm planının akıbetinin nereye varacağı da meçhul.

Hükümetin hem uluslararası planda yürüttüğü diplomatik temaslar hem de ülke içinde yaptığı bazı hassas temas ve değerlendirmeler aslında önümüzdeki dönemde atılacak bazı somut adımları önemli ölçüde olgunlaştırmıştı.

İktidar çevreleri temel eğitimde Kürtçe’nin seçmeli ders olarak okutulması kararının da bu yeni planının bir parçası olduğunu söylüyorlar.

Ve önümüzdeki dönemde sürpriz bazı yeni açılımların da gündeme gelebileceğini anlatıyorlar. Anlatıyorlardı...

Şimdi terörün yeniden tırmanışa geçmesi bu süreci nasıl etkileyecek acaba?

“Etkilemez” dedi dün konuştuğumuz AKP’li yetkili ve ekledi:

“Ne yazık ki bu gibi menfur saldırılarla ilk kez karşı karşıya kalmıyoruz. Dün de oluyordu belki yarın da olacak. Ama hükümetimizin sorunun kalıcı çözümü konusundaki kararlılığı değişmez. Türkiye bu terör illetinden kurtarılacak...”

Askeri ve güvenlik alınında atılacak adımlar az çok öteden beri biliniyor.

İktidar çevrelerinden yansıyan bilgilere bakılırsa önümüzdeki dönemde terörle mücadele kesintisiz biçimde sürecek. Belirli dönemlerde rutin olarak gerçekleştirilen hava operasyonlarının yanısıra Kuzey Irak’a yönelik kapsamlı kara harekatı da masada bir opsiyon olarak tutuluyor.

Bu arada ABD ve AB ile yürütülen diplomatik temaslara ek olarak son dönemde Kuzey Irak’taki serbest terör üslerinin tasfiyesi konusunda Iraklı Kürt liderler Mesut Barzani ve Celal Talabani ile yapılan temaslardan da bir an önce somut sonuç alınmasına ağırlık verilecek.

Bu arada belki “Öcalan’a ev hapsi formülü” gibi sözleri pek duymayacağız önümüzdeki dönemde. PKK’nın nasıl silahsızlandırılacağı, af veya benzeri formüller de muhtemelen pek konuşulmayacak. Ama nihai çözümde bu ve benzeri formüller de hep bir opsiyon olarak gündemde tutulacak.

DİĞER YENİ YAZILAR