Hesaplar tutacak mı?

Haberin Devamı

Bu konuda en yetkili isim olan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç “Kararın Temmuz sonunda mı Ağustos’ta mı çıkacağı konusunda bugünden bir tarih telaffuz etmek mümkün değildir” diyor. Elbette kararın ne yönde olacağını da kimse bilemez.

Kılıç, “belli olmaz” diyor ama artık Ankara’da iktidarıyla muhalefetiyle herkesin kanaatı aynı: Kararın Temmuz sonu veya Ağustos ayı başlarında çıkacağı hakim beklenti.

Kararın ne yönde çıkacağı konusundaki tahminler de ortak. İki hafta önce açıklanan türban kararı öncesinde AKP’lilerin beklentisi, kapatma çıkmayacağı, Hazine yardımını kesme cezası verilebileceği yönündeydi. Hatta sadece AKP’liler değil muhalefet de bu ihtimali yadsımıyordu. Fakat türbanla ilgili anayasa değişikliğinin iptal kararından sonra tahmin ve beklentiler tümüyle değişti. Artık AKP’liler de daha umutsuz.

Başbakan Tayyip Erdoğan da partisi de şimdi kendisini en kötü sonuca hazırlıyor. Yani kapatılma ve siyasi yasak ihtimaline karşı izlenecek yöntemler netleştirilmeye çalışılıyor.

En kötü ihtimalin gerçekleşmesi, yani AKP’nin kapatılması, Tayyip Erdoğan ve 39 milletvekiline siyasi yasak getirilmesi ve milletvekilliklerinin düşürülmesi durumunda ne yapılacak?

Aslında Türkiye’de ilk defa parti kapatılıyor değil. Bugüne kadar çok sayıda siyasi parti Anayasa Mahkemesi’nce kapatıldı. Küçük partiler de kapatıldı, büyük partiler de. Ama hiçbir zaman iktidar partisi, hele tek başına hükümet kurma, hatta anayasa değişikliği yapabilecek kadar milletvekiline sahip bir parti hiç kapatılmadı. Bu konuda bir örnek olay, bir tecrübesi yok Türkiye’nin. AKP eğer kapatılırsa bu bir iktidar değişikliğini de beraberince getirmeyecek. Parlamentonun sayısal çoğunluğu yine AKP’lilerde olacak.

Eğer karar olumsuz çıkar, partileri kapatılırsa 300 civarında AKP milletvekili bağımsız konuma düşecek.

Bu gerçekten hareketle gelecek hesapları yapıyor AKP kurmayları. Hesaplar, planlar kağıt üstünde son derece mantıklı, net ve tutarlı.

Erdoğan’ın siyasi yasağı ile birlikte hükümet değişir ama yine Erdoğan’ın işaret edeceği bir AKP milletvekilinin (Beklenti Ali Babacan veya Mehmet Ali Şahin) başkanlığında bağımsızlar grubunun içinden yeni hükümet oluşturulur. Ardından yeni parti kurulur ve bağımsızların katılımıyla iktidar bu partiye geçer. Bu arada da Meclis AKP’lilerin oylarıyla sonbaharda erken seçim kararı alır. AKP’nin yerine kurulan parti yeniden ezici bir çoğunlukla iktidar olur, Tayyip Erdoğan da bağımsız milletvekili olarak yeniden parlamentoya girer.

Bu senaryo son derece mantıklı, akla uygun.

Ama kağıt üzerinde öyle. Acaba AKP bu arada ne kadar fire verecek? AKP kurmaylarının beklediği gibi trenden atlayanların sayısı 5 - 6’yı geçmeyecek mi? Tayyip Erdoğan’ın işaret edeceği emanetçi Başbakan ve Genel Başkan’ı bütün AKP’liler içlerine sindirebilecek mi?

Bugün AKP grubunda yer alan emekliliğini hak edememiş çok sayıdaki genç milletvekili erken seçim için oy kullanacak mı? Bugün var olan disiplin Erdoğan sonrasında da devam edecek mi? Geleceği belirsiz gören, erken seçimde aday listelerine girip giremeyeceği endişesi taşıyan milletvekilleri seçim için acele etmeyelim derlerse ne olacak?

İşte bu ve benzeri soruların kağıt üstünde son derece mantıklı gözüken hesapları bozması ihtimali az değil...

DİĞER YENİ YAZILAR