Her şey Gül’e bağlı...

Haberin Devamı

Aslında şu anda Başbakan Erdoğan istese yarın 60. Hükümeti, yeni Bakanlar Kurulu listesini onay için Sezer’e sunabilir. Ama sunmayacak.

Çünkü şu anda Erdoğan’ın gündemindeki en hafif, en sorunsuz konu yeni kabine. Erdoğan’ın kafasını günlerden beri meşgul eden ve kesin kararını açıklamakta zorlandığı kritik sorun, cumhurbaşkanı adaylığı.

Erdoğan bu sorunun çözümünü kafasında netleştirmeden hükümet kurma konusunda adım atmayacak. Perşembe gün yapılacak olan Meclis Başkanlığı seçiminde AKP’nin gerçek adayının kimliği dahi Çankaya’ya kimin gideceği ile bağlantılı.

Önceki gün bir davette karşılaştığımız Erdoğan’ın yakın çevresindeki bir milletvekilinin bu konuda şakayla karışık söyledikleri ilginç:

“İki kritik makama aday belirlenecek. Ben iki isim tahmin ediyorum; Abdullah Gül ve Vecdi Gönül. Ama Vecdi Bey’in cumhurbaşkanı adayı mı, Meclis Başkanı adayı mı olacağını bilmiyorum. Muhtemelen Sayın Başbakan da kesin tercihini henüz yapmadı...”

Her ne kadar Abdullah Gül aday olduğunu kamuoyuna hissettirmiş olsa da Erdoğan’ın kurmayları bunun bir adaylık açıklaması olmadığında ısrarlı. Erdoğan da Gül’ün açıklaması ile ilgili sorulara net cevap vermekten kaçınıyor. “Gül’ün adaylığı devam ediyor” yönünde güçlü bir mesaj çıkmadı Başbakan’ın ağzından.

Erdoğan önümüzdeki günlerde CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı ziyaret edecek, ardından randevu verirse MHP lideri Bahçeli’yi.

Bu ziyaretlerin ana gündemi adaylık meselesi. O nedenle de Erdoğan, “Gül’ün adaylığı devam ediyor” dediğinde bu ziyaretleri anlamını kaybedecek.

Aksine davranır, Gül’ün yanısıra farklı isimleri de içeren üç dört kişilik bir aday listesi ile muhalefete gider, farklı bir isim konusunda muhalefetin de mutabakatını alırsa Abdullah Gül’ün durumu ne olacak?

Cumhurbaşkanı adaylığı gerçekten de Erdoğan için en zor en kritik karar.

Gül’ün adaylığında karar kıldığında bu kez seçilmesinde bir sorun çıkmayacak. Ama acaba ülkede ne gibi gerginlikler oluşacak? İş dünyası, sivil toplumun etkili güç odakları, toplumun laiklik konusundaki duyarlı kesimleri ne tepki verecek? Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere devlet kurumlarının vereceği tepki, doğabilecek memnuniyetsizlik, kuşku ve gerilimler nasıl törpülenecek? Yumuşak geçiş nasıl gerçekleştirilecek?

İşte son dönemde Erdoğan’ın kafasını en fazla meşgul eden konu bu sorular.

Ülkede yeni bir gerilim çıkmasından, oluşan ılımlı havanın dağılmasından kaygı duyan iş çevrelerinin arzusu da Gül’ün aday olmaması yönünde. Bu konuda Başbakan’a dolaylı yönden bazı mesajlar gittiği de anlaşılıyor.

İş dünyasının gönlünden geçen, bir Anayasa değişikliği yapılarak cumhurbaşkanının yetkilerinin daraltılması, Çankaya’nın sembolik bir temsil makamı düzeyine getirilmesi. Ardından da Gül yerine eşinin türban sorunu olmayan düşük profilli bir AKP milletvekili’nin seçilmesi.

Peki bu durumda Gül kırılmaz mı? İstanbul’un etkili çevreleri ona da formül bulmuşlar:

“Gül aylıktan feragat ederse bir şey kaybetmez. Ülke ve piyasalar derin nefes alır. Böylece uzlaşma havasının ağır bastığı ılımlı bir ortamda Erdoğan, dönem sonunda Türkiye’yi hayal ettiği kişi başına 10 bin dolar milli gelir seviyesine ulaştırır ve tarihe geçer...”

İşte Erdoğan da bugünlerde bütün bunları kendi terazisinde tartacak ve karar verecek. Bu karar da hem Meclis Başkanı’nın kim olacağını, hem de Bakanlar Kurulu iskeletini şekillendirecek. Yani her şey Gül’ün adaylığına bağlı...

DİĞER YENİ YAZILAR