Gül’ün zorlu sınavı...

Haberin Devamı

Türk demokrasisi de Abdullah Gül de çok zorlu bir süreçten geçti. CHP’nin kararlı boykotuna rağmen dün itibariyle Abdullah Gül, dört ay önce başladığı Çankaya yolculuğunda mutlu sona ulaştı. Partisinin oyları ile Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı seçildi ve görevi Sezer’den devraldı.

Sonuç AKP’yi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü ve Başbakan Erdoğan’ı kuşkusuz çok mutlu etti.

Başbakan Erdoğan seçimin tamamlanmasının hemen ardından yaptığı ilk açıklamada mutluluğunu şu sözlerle dile getiriyordu Meclis kulisinde:

“Bundan sonra sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül ile açılışlara ve toplantılara birlikte gideceğiz. Bu, çok olumlu bir tablo oluşturacak...”

Erdoğan’ın ve AKP’nin 10. Cumhurbaşkanı Sezer’den yana şikayeti çok. Sezer’i hükümet icraatlarının önünde engel görüyorlardı. Bürokrat atamalarında zorluk çıkarması, kararnameleri geri çevirmesi, kanunları veto etmesi hep eleştiri konusu olmuştu eski Cumhurbaşkanı’nın. Anamuhalefet partisi gibi hareket etmekle suçlanmış, başbakan ile cumhurbaşkanı ilişkileri hep çok zayıf düzeyde tutulmuş hatta zaman zaman devletin en tepesindeki bu iki isim haftalarca görüşmemiş, zorunlu karşılaşmaları da son derece soğuk ve küs izlenimi verecek biçimde olmuştu.

O nedenle şimdi Gül’ün cumhurbaşkanı olmasından çok mutlu Başbakan. “Zirvede uyum geri gelecek” diyor.

Evet hükümetle cumhurbaşkanlığı arasında tam bir uyum ve işbirliği dönemi açılacağına kuşku yok.

Ancak iş bununla bitmiyor. Devlet aygıtı hükümetten ibaret değil ki. Ya diğer devlet kurumları ile hükümet ve cumhurbaşkanlığı arasındaki uyum nasıl olacak?

Dün izlenen ilk görüntüler bu açıdan umut verici değil aksine kaygıları güçlendirici nitelikteydi.

Bugüne kadar seçilen cumhurbaşkanlarının yemin töreninde Meclis şeref locasında yerlerini alan devlet erkanının koltuklarının çoğu boş kaldı dün.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve Kuvvet Komutanları yeni cumhurbaşkanının, anayasa gereği barış zamanında Yüce Meclis adına TSK’nın başkomutanlık görevini üstlenecek olan Cumhurbaşkanı’nın yemin törenine katılmadılar.

Aynı şekilde Anayasa Mahkemesi’ne ayrılan koltukların büyük bölümü boş kaldı.

YÖK Başkanı Erdoğan Teziç’in, Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu’nun koltukları da boştu...

Bu tablo basit bir burukluk tablosunun çok ötesinde anlamlar ifade ediyor. Bu tablo şu veya bu yoğunlukta bir gerilimin işareti.

Gül’ün cumhurbaşkanı olmasını sadece anamuhalefet partisi CHP değil, devletin bazı kurumları da içine sindirebilmiş değil.

Özellikle de komutanların yemin törenine gelmeyişleri Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın 12 Nisan konuşması ve 27 Nisan bildirisiyle birlikte değerlendirildiğinde kritik önem taşıyor. Bu protestonun gerisinde laiklik kaygıları yatıyor.

Gerçi Gül adaylığını açıkladığı günden itibaren Anayasa’ya cumhuriyetin temel değerlerine, laiklik ilkesine bağılı kalacağını, tarafsız olacağını defalarca üstüne basa basa ilan etti. Ama belli ki bazı devlet kurumları, “özde laiklik” konusunda henüz tam olarak ikna olmuş değil.

Evet bugün itibariyle devletin zirvesinde tam uyum, tam mutluluk yok. Bunun nasıl ve ne zaman sağlanabileceği de Cumhurbaşkanı Gül’ün bundan sonra atacağı adımlar, izleyeceği tutum ve politikalara bağlı...

Gül için de demokrasi için de kritik bir sınav süreci asıl şimdi başladı...

DİĞER YENİ YAZILAR