Gül’ün 4 önemli mesajı...

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Meclis’in açılış törenlerinde yaptığı konuşmalar hep mesaj yüklü olmuştu. Her defasında ülkenin önemli bir veya bir kaç meselesini seçmiş ve bu konuda mesaj ve uyarılarını vermişti Meclis’e, hükümete ve kamuoyuna.

İki yıl önce ilk defa devletin üst makamından Meclis kürsüsünde sorunun adı konmuştu. “Kürt meselesi” demişti Cumhurbaşkanı Gül ve çözüm için Meclis’in ortak çaba içine girmesini önermişti.

Geçen yıl “Yeni anayasa” dedi Cumhurbaşkanı Gül. Dünkü konuşmasında bunlara ek olarak çok önemli, çok kritik konularda yeni mesaj ve uyarıları da vardı.

Yeni anayasanın bütün partilerin yüzde yüz anlaşması ile yapılabilmesinin güçlüğüne değinen Gül, “herkesin hak ve hürriyetlerini garanti altına alan, kimsenin kendisini dışlanmış hissetmeyeceği yeni bir vatandaşlık mukavelesini gerçekleştirmenin” önemine işaret etti.

Yine konuşmasının daha ilk bölümlerinde çok önemli bir noktaya işaret etti Cumhurbaşkanı Gül. 12 Haziran 2011 seçimlerinden bu yana Türkiye’nin en önemli siyasi meselesi, en önemli siyasi gerilim konularından biri haline gelen tutuklu milletvekilleri sorununu yaşıyor Türkiye. Ve Meclis doğrudan kendisini ilgilendiren bu meseleyi ne yazık ki bugüne kadar çözebilmiş değil. Bu konuda iktidarla muhalefet inatlaşıyor, özel yetkili yargı da adeta siyaset kurumuyla inatlaşıyor. Dünyanın hiçbir gerçek demokrasisinde eşi benzeri görülmemiş bu uzun tutukluluk hali devam ediyor.

İşte Cumhurbaşkanı Gül dün bu konuda da çok net bir tutum sergiledi. Şu mesajı verdi Meclis’e:

“Geçen yılki konuşmamda bu Meclis’in siyasetin tüm renk ve eğilimlerini temsil ettiğini ve bu nedenle çok güçlü olduğunu vurgulamıştım. Bu vesileyle, seçildikleri halde bu yasama yılında da Meclis’te olamayan milletvekillerinin bu tablo içinde bir noksanlık oluşturduğunu belirtmek isterim.

Seçimlere yasal olarak katılmış, halkın oyunu almış, milletvekili sıfatını taşımaya hak kazanmış herkesin, haklarında kesin yargı kararları ortaya çıkana kadar yasama faaliyetine katılması gerektiğini düşünüyorum...”

Meclis acaba bu mesajı ciddiye alıp yaşanan bu demokrasi ayıbını ortadan kaldırır mı?

İktidar partisinin tutumuna bağlı...

Cumhurbaşkanı Gül, tutuklu milletvekillerinin noksanlığına işaret ederken, açıkça olmasa da iktidar partisinin bazı DTP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması yönündeki çıkışlarına da değindi.

Önce DTP’lilerin yaptığının, teröristlerle verdikleri sarmaş dolaş fotoğrafın kabul edilemez olduğunu şu sözlerle ifade etti Cumhurbaşkanı:

“Terör ile demokrasi hiçbir ahvalde kol kola gezemez. Terörün kucaklanmasına, övülmesine ve meşru gösterilmesine müsamaha eden bir demokrasi de dünya üzerinde mevcut değildir.”

Evet bu durum, teröristle milletvekilinin kucaklaşması, elbette kabul edilemez. Fakat bu duruma reaksiyon olarak milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasının da yanlış olacağını şu diplomatik ifadelerle dile getirdi Gül:

“Önemli olan bu yüce kurumun kapsayıcı olması ve çoğunluktan farklı düşünenlerin bu çatı altında kendilerine güvenli bir yer bulmasıdır. Meclis kompozisyonunda meydana gelebilecek her türlü noksanlık, geçmişte yapılanları tekrar etmekten ve çok ihtiyacımız olan çözümleri daha da ötelemekten başka bir işe yaramayacaktır.”

Hapisteki gazeteciler ve basın özgürlüğü meselesi de son yıllarda ülke gündeminde önemli yer işgal ediyor. Bu konuda da çarpıcı bir değerlendirmesi oldu Cumhurbaşkanı Gül’ün:

“Bir ülkede yazarların, düşünürlerin ve fikir adamlarının görüşlerini korkusuzca paylaşabilmeleri, o ülkeye itibar kazandırır. Aynı şekilde, gazeteciler, haberciler ve bir bütün olarak medya mensuplarının halkı haberdar etme görevlerini yerine getirirken hiçbir engelle karşılaşmamaları da temel esastır.

Hiç kimse fikirleri ve fikirlerini medya yoluyla açıklaması yüzünden hapse düşmemelidir. Şiddeti teşvik eden ile görüş açıklayan arasında kesin bir ayrım gözetilmelidir...”

Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilip Çankaya’ya çıkmasından sonra Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkileri çarpıcı biçimde gevşemeye başladı. Özellikle de son dönemde bu konuda eskiden varolan heyecandan eser kalmadı.

Özellikle son birkaç yıldan beri dikkat çekici hale gelen karşılıklı bir sıkılmışlık, bıkkınlık havası, Cumhurbaşkanı Gül’ü belli ki kaygılandırıyor. O nedenle dün şu uyarıyı yapma ihtiyacı duydu Gül:

“AB üyelik perspektifinin getirmiş olduğu ivmeyle Türkiye’nin, ekonomisini ve demokrasisini güçlendiren ve vatandaşlarımızın hayat standardını yükselten pek çok reforma öncülük ettiği bir gerçektir... Bu nedenle, Yüce Meclis’ten beklentim, AB uyum yasalarına ve reformlarına yönelik önceliğin yeniden tesis edilmesi ve bunların bütün vatandaşlarımız adına somut kazanımlara dönüştürülmesinin sağlanmasıdır.”

Özetle Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin ve Türk demokrasisinin temel meseleleri konusunda son derece önemli saptama ve değerlendirmelerde bulundu. Meclis’e ve kamuoyuna gerçekten çok önemli mesajlar verdi Cumhurbaşkanı. Konuşma “adeta demokrasi ve özgürlük manifestosu” niteliğindeydi.

DİĞER YENİ YAZILAR