Devlet kurumları arasındaki ilişkinin durumu, Kuveyt yolculuğu sırasında Cumhurbaşkanı Gül’e soruluyor:
“Kurumlararası çatışma mı var?”
Tabii ki, “gelişmeler hoş değil, çatışma ihtimali var” diyecek değil Cumhurbaşkanı.
Çünkü Anayasa’nın 104. maddesinde sayılan Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri arasındaki en önemli görev hükmü, “Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir” diyor.
O nedenle de bu kritik soruyu yanıtlarken şunları söylüyor Cumhurbaşkanı Gül:
“Kurumlar arası işbirliği olduğu için en çok kendi aralarında konuşuyorlar. Ama çok alt seviyede yetki temsil edilirken askeri savcı ile sivil savcı ya da savcı ile bir başka kurum arasında problem olabilir. Adalet, İçişleri, Genelkurmay, istihbarat arasında çok işbirliği var. Yapılacak çok iş olunca da ortada, o zaman kurumlar arası yetki sorunu oluyor. Bu kurumlar arasında çözülmeli ama dışarı yansıyor. Çatışma yok...”
Yani çatışma yok diyor cumhurbaşkanı ama bazı sorunlar olduğunu da kabul ediyor. Sorun alanını “alt seviyede” diye değerlendiriyor.
Ancak gelişmelere bakıldığında sorunun pek de alt seviyede olmadığı anlaşılıyor.
Bugün kurumlar arasında hem de çok ciddi ve çok üst düzeyde önemli bazı sorunlar olduğu çok açık. Sorun olmasa Yargıtay Başkanı çıkıp niye “savunma durumundayız” diye yakınmak zorunda kalsın?
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ 6 aydan beri, “Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı ’asimetrik psikolojik harekat’yürütülüyor” diye feryat ediyor.
Bu yakınma ne anlama geliyor? Bu harekatı kim veya kimler yürütüyor? Kimler doğrudan yada dolaylı destek sağlıyor?
Bunları basına ve kamuoyuna açıklamıyor Genelkurmay Başkanı. Fakat, normal olarak haftada bir Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile ayrı ayrı yapılan görüşmelerde ayrıntılı değerlendirmeler yaptığına kuşku yok.
Ancak öyle anlaşılıyor ki bu konuda askerin, Genelkurmay’ın değerlendirmeleri ile Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın değerlendirmeleri taban tabana zıt. Örneğin Kurmay Albay Dursun Çiçek olayı... Yani, “İrtica ile Mücadele” belgesi....
Genelkurmay, bu olayı, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmaya yönelik asimetrik psikolojik harekatın bir parçası olarak değerlendiriyor. Belgenin gerçek olmadığı, düzmece olduğu konusunda ısrarlı asker.
Hükümet ise bu olayı kendisine yönelik bir cuntasal faaliyet olarak değerlendiriyor.
Özetle en azından askerle hükümet arasında ciddi bir güven sorunu olduğu çok açık. Ve bu sorun aşılamıyor. Yüksek yargı ile siyasi iktidar arasındaki ilişki de çok farklı değil.
Devletin zirvesindeki tablo bu. Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi belki “çatışma” yok, devlet kurumları birbirinin boğazını sıkmıyor ama “uyum” olduğunu söyleyebilmek de güç.
Bu durum, kuşkusuz en az siyasi gerilim, liderlerin sert üslubu kadar rahatsız edici. Ama siyasi gerilimden duyduğu rahatsızlığı açık açık ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, devlet kurumları arasındaki soruna gelince “alt seviyede sorun oluyor” demekle yetiniyor...
Gül, durumdan memnun mu?
Haberin Devamı