Gül de memnun Erdoğan da...

Haberin Devamı

Anayasa Mahkemesi’nin Cumhurbaşkanının görev süresiyle ilgili verdiği karar kimse için pek sürpriz olmadı. Sadece şüphe ve kaygıları gidermiş oldu.

Yürürlükteki anayasa, “Cumhurbaşkanı’nın görev süresi 5 yıldır, bir kişi en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebilir” diyor. Meclis’ten çıkan yasa ise “Görevdeki cumhurbaşkanının görev süresi 7 yıldır. Ancak ikinci kez seçilemez” diyor.

Çelişkili bir durum ve o nedenle de konu uzun süredir tartışma gündemindeydi.

Yasaya oy veren iktidar partisine göre, “Anayasada ‘cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıldır’ diye yazıyor ama, bu hüküm halk tarafından doğrudan seçilecek cumhurbaşkanları için uygulanabilir...”

AKP hukukçularına göre, Abdullah Gül anayasadaki eski hükme göre seçildiği için yeni düzenleme onu kapsamaz. Görev süresi için eski hüküm esas alınacağına göre ikinci defa seçilip seçilemeyeceği de yine eski anayasa hükümlerine göre engellenmişti.

Muhalefet ve pek çok bağımsız anayasa hukukçusu ise tam aksi görüşteydi.

O nedenle konu kritik ve tartışmalıydı. Günlerden beri Anayasa Mahkemesi’nin kararı bekleniyordu.

Çünkü, Anayasa Mahkemesi’nin vereceği sürpriz bir karar bütün siyasi hesap ve dengeleri alt üst edebilirdi. Türkiye bu yıl ani bir cumhurbaşkanlığı seçimine gitmek durumuyla karşı karşıya kalabilirdi.

Nihayet Anayasa Mahkemesi dün son noktayı koydu.

Cumhurbaşkanı Gül’ün görev süresi 7 yıl ve 2014’te ilk kez halk tarafından yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimi için de aday olabilir.

Aslında sadece Gül değil, eğer isterlerse Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer için de adaylık yolu artık açık...

Peki 2014’te kim aday olacak?

Dün bu kararın açıklanmasından sonra bazı AKP kurmayları ile konuştuk.

Söylediklerinin özeti şu:

“Muhalefet elbette aday çıkarabilir. Bağımsız adaylar da olabilir. Ama seçilecek isim bellidir: Tayyip Erdoğan...”

Bugünkü siyasal koşullar ve güç dengeleri de onu gösteriyor.

Ama acaba Tayyip Erdoğan, bugünkü haliyle, yetkileri son derece sınırlı olan, icrai yetkileri olmayan bu makamı tercih edecek mi?

Erdoğan Cumhurbaşkanlığını istiyor ama bugünkü yetki ve statüsüyle değil. Bu makama başkanlık veya yarı başkanlık statüsü ile talip olacağının mesajını uzunca bir süredir hem kendisi veriyor hem de yakın kurmayları...

Yani Erdoğan’ın hesabı, 2014’te bugün başbakan olarak kullandığı yetkileri ile birlikte Köşk’e taşınmak...

Hesap bu.

Bunun için mevcut anayasada çok köklü değişiklikler yapılması gerekiyor. Muhalefetle uzlaşma gerekiyor.

Muhalefet partileri bugün başkanlık veya yarı başkanlık sistemine kapalı olsalar da iktidar partisi bu yolu zorlayacak.

Belki de anayasanın bu hükümlerinin Meclis’ten 330 oy bulunarak referanduma götürülmesi yolu dahi denenebilir.

Bu süreçte Gül’ün nasıl bir tutum belirleyeceği de elbette önemli. Ancak, muhalefetin, bazı muhalif çevrelerin her ne kadar kendilerince “umutlu bir beklentisi” olsa da Gül ile Erdoğan arasında cumhurbaşkanlığı meselesi yüzünden çatışma çıkmayacak. Gül Erdoğan’ın karşısına rakip çıkmayacak. Ancak Erdoğan’ın vazgeçmesi halinde aday olacak.

Peki, Rusya’daki Putin-Medvedev modelinde olduğu gibi Erdoğan Köşk’e çıktığında Gül de AKP’nin başına geçip başbakanlık görevini mi üstlenecek?

O da bugünkü koşullar altında kuvvetli bir ihtimal olarak gözükmüyor.

Mevcut sistem korunur, cumhurbaşkanının görev ve yetkileri aynı kalır ise belki. Ama o durumda da Erdoğan için Çankaya cazip bir makam olmayacak.

Ki zaten yine AKP çevrelerinde konuşulan bir projeye göre eğer başkanlık veya yarı başkanlık projesi gerçekleşmez ise, o zaman cumhurbaşkanı seçim sistemi yeniden gözden geçirilecek. Yani, cumhurbaşkanının yeniden Meclis’te seçilmesi ve yetkilerinin tamanen kaldırılarak “sembolik” makama dönüştürülmesi. Bu pek de arzulanmayan ama son çare olarak düşünülen model...

DİĞER YENİ YAZILAR