Gerilimden çıkış için kimler nasıl uzlaşacak?

Haberin Devamı

Var olan gerilim veya siyasal krizin her bakımdan tehlikeli biçimde derinleşebileceğini, bugünden kestirilemeyecek vahim sonuçlar üretebileceğini aklı başında herkes görmeye başladı.

Onun için de iki gündür yoğun bir temas ve bildiri atağı yaşanıyor. Önceki gün TÜSİAD’ın sağduyu çağrısı geldi. Ardından dün, TOBB öncülüğündeki esnaf, çiftçi ve işçi örgütlerinin ortak açıklaması.

Bütün bu girişimlerin amacı, yaşanmakta olan gerilim ve siyasi krizin bir an önce çözümü. Bunun için “sağduyu ve uzlaşı” çağrıları yapılıyor.

Çağrının adresi, iktidarı ve muhalefetiyle siyaset ve hatta yargı.

Öncelikli beklenti, Başbakan Tayyip Erdoğan ile muhalefet liderleri Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli’nin havayı yumuşatacak mesajlar vermesi, krizin aşılması için işbirliğine gitmeleri.

Bunun sanıldığı kadar kolay olmayacağı Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli’nin önceki gün partilerinin grup toplantılarında yaptığı konuşmalardan anlaşılıyor.

Özellikle Deniz Baykal, böyle bir çağrının gelebileceğini önceden tahmiş olacak ki, bir kaç gündür üstüne basa basa şunu söylüyor:

“Krizin, gerilimin nedenini doğru saptayın. Bu durum, ana muhalefet partisi lideri olarak benimle, Başbakan Erdoğan arasındaki siyasi polemik ve sürtüşme değildir. Krizin nedeni, Başbakan ve iktidar partisinin anayasa ile cumhuriyetin temel ilkeleri ile laiklikle olan sorunudur. Anayasal kurumlarla kavgasıdır...”

Gerçekten de bugünkü gerilimlerin ve siyasi krizin fitili, Ocak ayında türbanla ilgili anayasa değişikliği ile ateşlendi. Yine bununla ilintili olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın AKP ile ilgili kapatma istemiyle hazırlayıp Anayasa Mahkemesi’ne sunduğu iddianame ile de boyut kazandı.

O nedenle de şimdi çözümün adresini her parti kendi pecresesinden farklı bir yerde görüyor.

Örneğin Başbakan Erdoğan, Arnavutluk’ta çağrıyı değerlendirirken, bunu son derece olumlu karşıladığını ve memnun olduğunu söylüyor. Uzlaşmaya hazır olduğunu ima ediyor.

Erdoğan ve AKP’nin beklediği uzlaşma noktası belli: Anayasa Mahkemesi gündeminde bulunan kapatma davasının durdurulması, düşürülmesi. Bunun için uzlaşmayla acil olarak iki üç maddelik bir anayasa değişikliği yapılması.

AKP’nin birinci önceliği, olmazsa olmazı bu.

“Anayasayı tedbil ve tağyir” olarak nitelediği bu formülü, CHP ve Baykal’ın kabul edebilmesi ihtimal dışı.

Ankara kulislerinde buna karşı konuşulan CHP’yi ikna formülü şöyle özetleniyor:

AKP türban konusunda geri adım atmayı kabul eder. Önce Anayasa’nın 10 ve 42. maddeleri yeniden değiştirilir ve türban serbestisi rafa kaldırılır. Ardından da parti kapatmaları zorlaştırıcı anayasa düzenlemesi.

Ama bunu da AKP’nin kabul etmesi zor. Hatta MHP’nin de...

Krizi uzlaşı ile aşma konusunda siyaset ve siyaset dışı bütün kesimler, herkes kafa yoruyor, formül üretmeye çalışıyor. Ama çıkış çok kolay gözükmüyor. Umutlar yüksek değil.

DİĞER YENİ YAZILAR