Gerilim de kaygılar da artıyor...

Haberin Devamı

PKK yandaşlarının bazı kentlerde estirdiği terör havasının yarattığı tedirginlik ve kaygı, önceki gün Tokat’ta 7 askerin şehit edilmesiyle daha da derinleşmiş durumda.

İktidarın da muhalefetin de bir numaralı gündemi bu konu. Ankara’da herkes “ne oluyoruz, nereye gidiyoruz?” diye soruyor. İktidar kanadı, açılım sürecini baltalamak için birilerinin düğmeye bastığından kuşkulanıyor, DTP’yi, PKK’yı ve Ergenekon’u suçluyor. Muhalefet ise bizzat hükümetin açılım süreci ile Türkiye’yi bu noktaya getirdiği iddiasında.

Kimin haklı olduğu ayrı konu ama bugün gelinen noktanın, gerçekten de açılım sürecinin de ötesinde, ülkenin huzuru ve sosyal barışı için dahi tehlike arzetmekte olduğu çok açık.

Hükümet acaba bu noktaya kadar kötü yönettiği açılım sürecini bu aşamadan sonra toparlayıp sağlıklı bir rotaya sokabilecek mi? Bunun yanı sıra, kamu düzenini sağlayıp terörün yeniden tırmanmasının önüne geçebilecek mi?

Bu soruların yanıtı kolay değil.

Çünkü bu soruların yanıtları hükümetin becerisinin yanı sıra hükümet dışı unsurların ne yapacaklarına da bağlı.

Örneğin, Anayasa Mahkemesi’nin DTP hakkında bugünlerde vereceği karara. Ki, bu kararın kapatma ve bazı milletvekillerinin üyeliğinin düşmesiyle sonuçlanma ihtimali çok yüksek.

Anayasa Mahkemesi’nin ne karar vereceği elbette bilinmiyor ama eğer sonuç tahmin edildiği gibi çıkarsa ne olacak?

DTP ve PKK, “Ne yapalım, hukukun kestiği parmak acımaz” diyerek sonucu metanetle mi karşılayacak?

Şunu diyebilecek mi acaba DTP’liler:

“Bugüne kadar biz de çok yanlış yaptık, terörle, terör örgütü ile aramıza mesafe koyamadık. Bundan sonra daha dikkatli hareket etmeliyiz. Anayasa’ya, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, hukuka ve yasalara saygılı davranıp, huzur ve güven ortamının gelişmesine, demokrasi ve insan hakları standartlarının yükseltilmesi yoluyla Kürt sorununun çözümüne biz de katkı yapalım...”

Bunun da ötesinde PKK’nın kışkırtmalarıyla bir süredir İstanbul ve bazı Güneydoğu illerindeki taşlı sopalı, molotof kokteylli sokak gösterilerinin durdurulması konusunda da girişimlerde bulunması gerekiyor PKK’nın.

Bunlar olsa, sorumlu, sağduyulu, soğukkanlı bir çizgiye gelinebilse elbette ülke çok rahatlar. Elbette o zaman tıkanma ihtimali yükselen açılım sürecinin önü açılabilir.

Ama ya tersi olursa?

Yani DTP’nin kapatılması kararı üzerine sokak gösterileri, bazı kentleri kamu düzeninin ortadan kalktığı, devlet otoritesinin sarsıldığı bir terör ortamına çevirirse, ortalık yakılıp yıkılmaya başlarsa ne olacak?

İşte hükümetin de, aklı başında hiçbir siyasetçinin de düşünmek bile istemediği sonuç bu.

Ama bu olumsuzluğun gerçekleşme ihtimali de düşük değil...

DİĞER YENİ YAZILAR