Genelkurmay: Balyoz diye bir plan yok

Haberin Devamı

Gazetelerin Ankara temsilcilerine ayrıntılı bilgi veren Genelkurmay ortaya atılan darbe iddialarını kesin bir dille yalanladı. Gündemdeki ’harp oyunu’yla ilgili sonuç raporunun üç yıl önce imha edildiği de açıklandı.

Darbe iddialarının ardı arkası kesilmiyor. En son, en vahim iddia, 1. Ordu’nun plan tatbikatı seminerinde darbe ortamı hazırlamak için yapılması düşünülenler, konuşulanlar...

Kaos ortamı yaratmak için camiler bombalanacak. Hava Kuvvetleri Ege’de kendi jetlerimizi düşürecek. Hükümet aciz gösterilecek. Gazeteciler dost - düşman diye ayrılacak, yüzbinlerce insan tutuklanıp stadyumlara hapsedilecek. Bankalara el konulup yeni hükümet kurulacak.

Bu iddialar vahim ötesi...

Ama gerçek mi?

Genelkurmay, “değil” diyor, “Aklı ve vicdanı olan hiç kimsenin bunları kabul edemeyeceğini” söylüyor.

Ancak kafalardaki soru işaretlerini giderebilmek zor.

Çünkü iddiayı ortaya çıkaran Taraf Gazetesi elinde belgeler, ses ve görüntü kayıtları olduğunu söylüyor ve bunları da İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na teslim ediyor.

Gerçek mi değil mi saptamasını yapmanın en kolay ve kesin yolu, bu belgelerin orijinalinin ortaya konması.

Fakat elde o yok. Seminerin orijinal kayıtları yok. Genelkurmay’a gönderilen sonuç raporu da dört yıllık bekleme süresi dolduğu için 2007 yılında imha edilmiş.

Peki gerçeği nasıl öğreneceğiz?

Yargı süreci elbette önemli.

Ancak bu arada Genelkurmay’ın önceki günkü yazılı açıklaması var; “Böyle bir şey olamaz” diyor o açıklama. Dünkü basın brifinginde de benzeri açıklamalar yapıldı. Ayrıca gazetelerin Ankara Temsilcilerine daha üst seviyede bilgilendirici bazı açıklamalar da yapıldı.

Bu açıklamalardan çıkardığım sonuç şu:

“TSK arşivinde Balyoz diye bir plan yok. Seminer yapılmış ama orada o tür vahim iddialar konuşulmuş olamaz...”

Ortaya konulan iddiaları yüzde yüz yalanlayan bir belge, kayıt yok Genelkurmay’ın elinde.

Yapılan açıklamalarda ve bilgilendirmelerde ifade edilenleri şu şekilde özetleyebilirim:

İstanbul’da 5-7 Mart 2003 tarihlerinde bir plan semineri yapıldı mı?

Evet yapıldı. Yıllık eğitim programları çerçevesinde her yıl değişen şartlara göre bütün birliklerde tatbikat programları yapılır. Programlı fiili tatbikatlar yapıldığı gibi bir de masa başında savaş oyunları yapılır.

Yine savaş planları üzerinde günün değişen şartlarına göre bazı değişikliklere gidilip gidilmemesi üzerinde de programlı plan tatbikat seminerleri yapılır.

Haberlerde adı geçen seminer 5 - 7 Mart 2003’te icra edilmiştir. Bu plan semineri 1. Ordu’nun taktik savaş planıdır.

Planın adı “Balyoz” muydu?

Hayır. Planın adı gizli olduğu için onu söyleyemeyiz. Ancak şu kadarını söyleyelim, “Balyoz” değil. Çarşaf, Sakal, Oraj gibi adlarla da herhangi bir plan adı mevcut değildir.

O seminerde neler konuşulup tartışıldı?

Bilemeyiz, ancak bu tür seminerler normal olarak 3 parçadan oluşmaktadır. Birincisi esas plan yani olası bir savaş durumunda 1. Ordu’nun görevleri. Taktik planları, işte tümenler nasıl konumlanacak, hangi birlik hangi görevi yerine getirecek bunun için gerekli sayı, teçhizat... Onlar tartışılır, o konudaki görüşler değerlendirilir.

İkinci kısım, bütün harp planlarında olduğu gibi cephede savaş yürütülürken cephe gerisinin emniyeti... Geri bölgede düşmanın yapabilecekleri ve buna karşı alınacak önlemler. Buna yönelik olarak istihbarat, lojistik ve benzeri konular...

Sıkıyönetim konusu da zaten anayasanın 122. maddesinde hükme bağlanıyor; savaş ve benzeri olağanüstü durumlarda başvurulacak bir yönetim uygulaması. Meclis’in sıkıyönetim ilanı durumunda yapılacaklar da konuşulup tartışılır, planlanır.

Üç gün boyunca bütün bu konular tartışılır, değişik fikirler ortaya atılır ve bir sonuç raporu hazırlanır. Sonuç raporu sıralı olarak Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na ve Genelkurmay’a gelir. Bu rapora göre savaş planında değişiklikler, güncellemeler yapılır veya yapılmaz.

Peki bu planlarda cami bombalaması, gazetecilerin dost düşman diye tasnifi, yeni hükümet oluşumu, bankalara el konulması gibi konular da yer alır mı veya seminerlerde konuşulur mu?

Hayır kesinlikle. Bu akla mantığa, vicdana sığmayacak bir iddiadır. Öyle şey olmaz.

Belgelerde olduğu iddia ediliyor. O belgelerin orijinali Genelkurmay’da var mı?

Genelkurmay’da orjinal harp planları elbette var. Ama o planda öyle şeyler yok.

Peki seminer tutanakları..?

Hayır, onlar ne Genelkurmay’da ne Kara Kuvvetleri komutanlığı’nda ne de 1. Ordu’da mevcut değil.

Seminer sonuç raporu..?

2003’te seminerden hemen sonra gelmiştir ama süreli olduğu için dört yılın sonunda imha edilmiştir.

Seminer’le ilgili olarak TSK’nın elinde herhangi bir tutanak ve belge yok. Ancak acaba merak edilip o seminere katılmış olan subaylara sözkonusu iddiaların gündeme gelip gelmediği soruldu mu?

Hayır. Çünkü bu vahim iddiaların sorulması bile sanki öyle şeyler olabilirmiş izlenimini doğurur ki o da yanlıştır. TSK bünyesinde bu tür vahim iddiaların konuşulmak bir yana düşünülmesi bile sözkonusu olamaz.

Belge ve seminer tutanaklarını 1. Ordu’da görevli bir personelin sızdırdığı ve bunun tespit edildiği doğru mu?

Bilgi sızdıran bir personelle ilgili soruşturma devam ediyor 1. Ordu’da. Ancak onun bu olayla ilgisi yok. Ayrıca başka birliklerde ve Genelkurmay bünyesinde de bu tür bilgi sızdırmalarla ilgili olarak yürüyen çok sayıda soruşturma var. Bu kapsamda bazı tutuklamalar da yapıldı.

Türkiye’yi üç günden beri ayağa kaldıran “Balyoz Planı” nın hazırlandığı öne sürülen seminerle ilgili Genelkurmay’dan alınan bilginin özeti bu.

Genelkurmay, sözkonusu seminerde uçak düşürmek, cami bombalamak, insanları tutuklayıp stadyumlara hapsetmek, gazetecileri tasnif etmek gibi konuların konuşulmuş olacağına kesinlikle ihtimal vermiyor.

Olayı yargının aydınlatacağını düşünüyor.

Bu olay da TSK’ya karşı yürütülmekte olan asimetrik psikolojik harekatın bir parçası olarak değerlendiriliyor. Zamanlama anlamlı bulunuyor, Kozmik oda aramalarının tamamlanması, Kafes Planı, Anayasa Mahkemesi’nin yargılama ile ilgili iptal kararı ve bu gelişmenin çakışmasına dikkat çekiliyor.

DİĞER YENİ YAZILAR