Formül değil telkin ve temenni...

Haberin Devamı

AKP ile ilgili kapatma davası en iyi ihtimalle Temmuz ayı sonlarına doğru sonuçlanacak. Bu süre içerisinde AKP kapatılacak mı kapatılmayacak mı diye fal açma, yakın gelecekte siyasetin nasıl şekillenebileceği konusunda senaryo ve formül üretme faaliyetleri de yoğun biçimde devam edecek.

Zaten şu ana kadar da fazlasıyla formül ve senaryo dolaşıma sunulmuş durumda. Son günlerin en ilgi çekici, en çarpıcı formülünü Meclis Başkanı Köksal Toptan tartışma gündemine sürdü.

“Herkese oh dedirtecek bir yol bulunmalı” diyor Köksal Toptan. Yani, Anayasa Mahkemesi kapatma davası sonunda öyle bir karar versin ki AKP ve AKP’nin kapatılmasını istemeyen çevreler derin bir “oh” desin. Aynı zamanda AKP’yi laik cumhuriyet için tehdit gördükleri için bir an önce kapatılmasını arzu edenler veya tarafsız kalıp iki kesim için de “ne halleri varsa görsünler” yaklaşımda olanlar da bu karardan mutlu olsun ve derin bir nefes alsın.

Peki bu nasıl olacak? Anayasa mı değiştirilecek? O konuda net bir şey söylemiyor Meclis Başkanı. Söylediklerinin özeti şu:

“Ben ‘şu yapılsın’ demiyorum. Türkiye’nin entelektüelleri, anayasa hukukçuları, siyaset bilimcileri tartışsın. Bilinen yollar dışında bir şeyleri de tartışmak mümkün diye düşünüyorum. Böyle bir imkan varsa Türkiye bunu aramalı. Aramazsa yazık olur...”

Meclis Başkanı Köksal Toptan, kapatma davası ile ilgili olarak bir kaç günden beri üst üste yaptığı açıklamalarda özenle bu temayı işliyor. Net bir çözüm formülü söylemiyor ama ima ediyor ve sonra da ekliyor:

“Ben bir yol biliyorum da onu kendi kafamda saklıyor değilim...”

Acaba gerçekten öyle mi? Gerçekten Köksal Toptan’ın kafasında bir çözüm formülü yok mu?

Bizce var. Çünkü Toptan deneyimli bir siyasetçi olmanın yanı sıra aynı zamanda iyi bir hukukçu. Yürürlükteki Anayasa’yı en iyi bilen, yorumlayabilen bir isim Toptan.

Toptan’ın, “entelektüeller, anayasa hukukçuları tartışsın” diye konuşması yeni bir formül bulunması arzusundan kaynaklanmıyor. Toptan’ın sözleri daha çok bir telkin ve temenniyi yansıtıyor.

Çünkü “herkese oh dedirtecek yol” aslında Anayasa’nın 69. maddesinde yazılı.

69. madde kapatma davasının sonucunu sadece iki seçenekle sınırlı tutmuyor. Yani “kapatma” veya “beraat” kararı vermek durumunda değil Yüksek Mahkeme. Toptan’ın ifade ettiği üçüncü bir yol daha var. 69. maddeye 2001 yılında eklenen fıkra şunu öngörüyor:

“Anayasa Mahkemesi temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasi partinin devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir.”

Meclis Başkanı Toptan, muhtemelen kamuoyunun dikkatini bu yöne çekmeye gayret ediyor.

Tabii ki sonucu, bugünlerde kendilerini çok yönlü bir ağır baskı altında hisseden Anayasa Mahkemesi üyelerinin özgür iradeleriyle verecekleri karar belirleyecek. Ama tartışmanın bu yöne kayması belki Mahkeme üyelerini de bu herkese “oh” dedirtecek üçüncü yolu tercih etmeye yöneltebilir.

DİĞER YENİ YAZILAR