Eski solcular muhafazakar, sağcılar sosyal demokrat mı oluyor?

Haberin Devamı

Siyasi partiler seçim hazırlığı için ilk iş olarak vitrin yenileme faaliyetine ağırlık veriyorlar. AKP de CHP de DP de vitrine kamuoyunun tanıdığı sürpriz isimleri çıkararak, seçmenin ilgisini çekmeye çalışıyor.

Bu durumu, büyük giyim mağazalarının sezon açılışlarında yaptıkları vitrin süslemesine benzetenler yok değil. Belki bu yanlış da değil, mağazalar nasıl satışlarını arttırmak için albenisi en yüksek ürünlerini vitrinlerdeki mankenlere giydiriyorsa, partiler de seçim öncesinde, seçmenin ilgisini çekebilecek adayları ön plana çıkarmaya özen gösteriyorlar.

Bu noktada ilginç olan, siyasetteki sağ-sol yelpazesinin geldiği son aşama.

Hala partiler merkez sağ, merkez sol diye sınıflandırılıyor ama bugün, 22 Temmuz seçimlerinin en iddialı iki partisi; CHP ile AKP’nin vitrin yarışına bakın. Yelpazenin sağındaki AKP, sol geçmişi olan adaylarla seçmen çekmeye çalışırken, merkez sol, sosyal demokrat CHP de, merkez sağın etkili isimlerini kendi safına çekiyor.

Örneğin İlhan Kesici...

Geçmişte Süleyman Demirel’e yakın olmuş (eş durumundan önce siyaseten yakın), DYP ve ANAP’da siyaset yapmış, DYP’de genel başkan adayı olmuş bir isim. Aydın Menderes’ten helallik alıp, CHP’ye giriyor.

“Süleymancılar” diye bilinen tarikatın etkili isimlerinden biri olduğu ileri sürülen eski DYP milletvekili İsmail Amasyalı, adaylık için CHP’nin kapısını çalıyor.

Eski MHP’li, eski ANAP’lı, şimdi Hürparti Genel Başkanı Yaşar Okuyan, CHP’ye destek vereceğini söylüyor, belki aday da olacak...

Solcu, sosyal demokrat CHP’de durum bu da, AKP’de farklı mı?

Değil...

Dün AKP Meclis grup toplantısında düzenlenen bir seremoni ile Başbakan Erdoğan yeni AKP’lileri takdim etti.

Bir zamanların ünlü genç solcusu, sosyal demokrat, CHP Genel Sekreteri, SHP’den de CHP’den de DSP’den de milletvekili adayı olmuş, CHP’de Baykal’a karşı muhalefetin bir bölümünün liderliğini üstlmenmiş, genel başkanlık yarışına girmiş ama kaybetmiş Ertuğrul Günay dün törenle AKP’li oldu.

1980 sonrası dönemde DSP’nin kuruluşunda önemli görevler üstlenmiş, Ecevitler’e çok yakın bir isim, demokratik solcu Haluk Özdalga, AKP grup salonunda teşekkür konuşması yaparken gözleri ışıl ışıldı. Sanki aradığı siyasi atmosferi yıllarca bulamamış da şimdi Erdoğan’ın çağrısıyla, tam aradığı adreste, aradığı arkadaşlarıyla buluşmuş gibiydi...

Sağdan sola, soldan sağa geçen bütün bu ünlü siyasetçilerin hemen hepsi, “millete hizmet ve demokrasi aşkıyla” bu tercihlerini yapmışlar. En azından kendilerinin söyledikleri o...

Bu durum acaba Türk siyasetinde sağ sol kavramlarının önemsizleştiğinin mi göstergesi, yoksa günümüzün çok özel koşullarının bir sonucu mu yada eksen kayması mı?

Yoksa daha faydacı bir yönü mü var işin?

Partiler karşı sahadan, rakip partilerin seçmen tabanından oy devşirebilmek, imaj tazelemek için mi bu yönteme başvuruyorlar? Adaylara da milletvekilliği cazip geldiği için mi ortak paydada buluşuyorlar?

Yani bu olay partiler için göstermelik bir vitrin düzenlemesinden mi ibaret?

Partiler de, adaylar da bu soruya “hayır” yanıtını veriyor.

Onlara göre bu, “Toplumun tüm kesimlerini kucaklama” gayretinin sonucuymuş.

DİĞER YENİ YAZILAR