Erken seçim tartışması mı Çankaya kavgası mı?

Başbakan Erdoğan’ın önceki günkü sert çıkışının ardından dün de Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, “erken seçime hayır” dedi

Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan’ın önceki günkü sert çıkışının ardından dün de Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, “erken seçime hayır” dedi.

NTV’ye konuşan Çiçek özetle şunları söyledi: “Erken seçim geçmişte oldu ama o günün şartları farklıydı. Bugün erken seçimin yapılmasını gerektiren şartlar yok. Hükümet anayasal çerçevede hükümet ediyor, bir problem yok. İstikrar var. Erken seçime ‘belli kesimlerin arzusudur’ diye evet demek bu ülkenin zamanını boşa harcamak olur.”

Erken seçim taleplerine bir hükümet değişikliği veya iktidar yarışı perspektifinden bakıldığında Çiçek haklı. Ancak bugünkü tartışmanın özü başka. Bugün yaşanan Çankaya kavgası...

İktidar kanadında da muhalefette de bütün hesaplar cumhurbaşkanlığı seçimine endeksli.

“Parlamentonun anayasal olmasa da siyaseten ömrünü tamamlayıp tamamlamadığı, demokratik sabrın tükenip tükenmediği” tartışmaları özünde milletvekili genel seçimleriyle ilgili değil. Tamamen cumhurbaşkanlığı seçimi hesapları var bunların gerisinde. Özellikle de Başbakan Tayyip Erdoğan veya tayin edeceği bir başka AKP’li adayın Çankaya’ya çıkmasını engelleme planları. Onun için muhalefet erken seçim diye bastırıyor. Son olarak bu cepheye Cumhurbaşkanı Sezer’in de katılması tartışmanın heyecanını biraz daha arttırıyor.

Ancak Başbakan Erdoğan son derece kararlı, erken seçim çağrılarına çok şiddetli ve sert yanıtlar veriyor.

Erken seçim isteyen cephenin genişlemesi, Cumhurbaşkanı Sezer’in son çıkışları etkili olur, Erdoğan geri adım atar mı?

İhtimal dahilinde gözükmüyor. Eğer 5 ay sonraki cumhurbaşkanlığı seçimi olmasaydı belki “gerilim olmasın” diyerek geri adım atabilirdi Erdoğan. Fakat bu durumda asla.

Zaten baştan beri Erdoğan’ın “Anayasa’da yazılı olan 5 yıllık süre doldurulacak” ısrarının anayasa saygısının bir sonucu olmadığı biliniyor. Bütün hesap cumhurbaşkanlığı seçimi; cumhurbaşkanını AKP’nin 355 milletvekili ile mutlak çoğunluğa sahip bulunduğu bugünkü parlamentoya seçtirmek.

Aynı şekilde muhalefetin erken seçim diye bastırması da yarın iktidara gelecekleri umudundan değil.

Muhalefet partileri de görüyor 2007’nin iktidar partisi için zor bir yıl olacağını, iktidar yıpranmasının AKP’ye oy kaybettireceğini. Normal olarak bakıldığında 2007 sonbaharında seçim muhalefet partilerinin daha fazla işine gelebilir; şimdi yapılacak erken seçim de AKP’nin...

Ama bugünkü erken seçim tartışması, iktidar olma, hükümet olma hesabından daha öte. Bugünkü erken seçim tartışmalarının odağında devletin zirvesine kimin hakim olacağı kavgası var. Cumhurbaşkanı’nın bu tartışmaya dahil olmasının gerisinde de bu yatıyor aslında.

Bugünkü tablo her bakımdan Erdoğan’ın lehine ve önüne gelen cumhurbaşkanı olma fırsatını riske etmeyecektir Erdoğan. Değil Cumhurbaşkanı, daha başka güçler de “erken seçim cephesine” dahil olsa Erdoğan’ı ikna edebilmek en azından bugünkü koşullarda olası gözükmüyor.

Çünkü Erdoğan iktidarını Çankaya ile taçlandırmak istiyor. Yarın seçim olsa yine birinci parti çıkacağına, hatta yine iktidar olabileceğine güveniyor, inanıyor olabilir. Ama ya aksi olur 275 milletvekili bile bulamaz ise ne olacak? Onun penceresinden bakınca, önüne kadar gelmiş olan cumhurbaşkanlığı fırsatının uçup gitmesine niye razı olsun ki?

DİĞER YENİ YAZILAR