Erdoğan neden zorlanıyor?

Türkiye aylardan beri sertlik dozu giderek yükselen cumhurbaşkanlığı kavgası yaşıyor

Haberin Devamı

Türkiye aylardan beri sertlik dozu giderek yükselen cumhurbaşkanlığı kavgası yaşıyor. Bu kavga, basit bir siyasi tartışmadan, siyasi sertlikten ibaret de değil, hem yürütülüş biçimi itibariyle hem de sonuçları itibariyle toplumu kutuplaştırma, cepheleştirme tehlikesini de gün geçtikçe hissettiriyor artık.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığı ve dolayısıyla da 11. Cumhurbaşkanı olarak Çankaya’ya çıkması kesin gibi. Fakat buna rağmen Erdoğan bir türlü resmen açıklayamıyor adaylığını ve o çok zayıf, binde birlik ihtimal hala önemini koruyor.

Çünkü Erdoğan kafasındaki kaygıları aşabilmiş değil. Kaygı birden fazla. Sadece muhalefetten destek alamadığı için sayısal sıkıntı veya çıkması olası 367 meselesi değil Erdoğan’ı düşündüren. Çünkü sayısal yönden hiçbir eksiği bulunmuyor. İlk iki turda olmasa da 3. turda seçileceği kesin. Ayrıca 367 meselesi yüzünden mahkemelik olmaktan da kaygı duymuyor. İki nedenle kaygı duymuyor; birincisi bunun hukuki bir engel oluşturmayacağına, konunun Anayasa Mahkemesi’ne götürülse dahi reddedileceğine inanıyor. Bunun ötesinde Anavatan Partisi’nden umduğu desteği alamamış olmasına karşın, muhtemelen çok isterse bu partinin içini karıştırarak 7-8 milletvekilini oylama sırasında Genel Kurul Salonu’na girmeye ikna etmenin zor olmayacağını da hesaplıyor. Ayrıca bağımsız milletvekillerinden de umutlu AKP kurmayları.

Kaygısı, kendisinden sonra AKP’nin ne olacağı da değil. Hatta en rahat olduğu konu AKP’nin kendisinden sonra da Abdullah Gül’ün liderliğinde emin ellerde olacağı.

Ya da dünkü MKYK toplantısında umduğu havayı bulamamış olması da değil Erdoğan’ı düşündüren. MKYK’nın havası “Bu noktadan sonra geri adım atılmaz. Geri adım yenilgi demektir. Sizin için de parti için de hayırlısı cumhurbaşkanı olarak Çankaya’ya çıkmanızdır” diye özetlenebilir.

Ama bunlar yeterli olmuyor Erdoğan’ın gönül rahatlığı ile kararını kesinleştirmesine.

Erdoğan’ı asıl düşündüren 17 Mayıs sabahı itibariyle Türkiye’nin, tüm kurumlarıyla ve sokağı ile yani toplumu ile nasıl bir havada olacağı. Çankaya’ya doğru ne tür sert rüzgarların esebileceği...

Ve bir başka nokta, AKP’nin emin ellerde olacağından endişesi yok ama acaba seçimlerde nasıl bir sonuç alacak geride bıraktığı partisi?

İşte Erdoğan’ı en fazla düşündüren, kaygılandıran nokta bu. AKP’nin birinci parti olarak çıkacağına hiç kuşkusu yok. Ama, yine yüzde 30’un üstünde bir oy alsa bile acaba tek başına iktidar çoğunluğunu yakalayabilecek mi?

CHP’nin oy oranını arttırma ihtimalini hesaba katıyor Erdoğan’ın kurmayları. Ayrıca MHP’nin barajı geçebileceğini de görüyorlar. Bu arada Anavatan DYP işbirliği de son derece önemli ve yeni dönemde dört partili bir Meclis ihtimali son derece yüksek.

Bu durumda, arkada bıraktığı partisi iktidarı ve siyasal inisiyatifi kaybederse bugün itibariyle kendisini Köşk’ten indirmeye, hatta yargılamaya yeminli gözüken partilerin oluşturacağı bir koalisyon karşısında Çankaya’da rahat oturabilecek mi?

İşte Erdoğan’ın kafasını kurcalayan en önemli sorun bu.

Bu sorun Erdoğan’ı adaylıktan vazgeçirebilir mi? Zayıf ihtimal ama binde bir de olsa bir ihtimal olarak hala duruyor.

Bülent Arınç ve Abdullah Gül ile yapacağı görüşmelerde bu sorunları son kez masaya yatıracak Erdoğan ve kararını kesinleştirecek.

DİĞER YENİ YAZILAR