Erdoğan “mucizevi bir şekilde” vazgeçer mi?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan aday olacak mı, olmayacak mı henüz hiç kimse bilmiyor. Şimdilik kesin olarak bilinen Erdoğan’ın 18 Nisan günü yapılacak olan AKP Merkez Karar ve Yürütme Kurulu toplantısına kadar kararını açıklamayacak olması

Haberin Devamı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan aday olacak mı, olmayacak mı henüz hiç kimse bilmiyor. Şimdilik kesin olarak bilinen Erdoğan’ın 18 Nisan günü yapılacak olan AKP Merkez Karar ve Yürütme Kurulu toplantısına kadar kararını açıklamayacak olması.

Doğal olarak 18 Nisan’a kadar olacak-olmayacak tartışması sürecek. Tabii ki olursun olamazsın, olmamalısın tartışmaları da. Bu arada siyasi gerilim de giderek tırmanacak.

Önceki gün Tayfun Devecioğlu ve Mehmet Tezkan ile birlikte CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı ziyaret ettik. 2.5 saati aşan görüşmemizin ana konusu cumhurbaşkanlığı meselesiydi. Baykal, “olmayacak, olamayacak, olmaz” noktasında ısrarlı.

“Niye olmamalıdır?” sorusuna özetle şu yanıtı veriyor Baykal:

“Cumhurbaşkanı, ülke için toplum için, dünya için, üslubuyla, kişiliğiyle, siyasetiyle öngörülebilir olmalıdır. Güvenilir olmalıdır. Cumhurbaşkanlığı makamı her gün sürpriz çıkarılacak bir yer değildir. Bu kadar siyasi zikzak ve üslup zaafiyeti, bu kadar karanlık ilişkileri olan biri olmaz, olamaz. Türkiye bunu taşımaz. ‘Eğer demokrasi varsa taşıması lazım’ diyorlar. Ben de aksine ‘demokrasi ise taşımaması lazım’ diyorum....”

Baykal, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasının toplum için, demokrasi için sakıncalı olacağını düşünüyor.

Başbakan olmasının sakıncası yok da Cumhurbaşkanı olmasının ne sakıncası olabilir ki?

Soru cümlesinin bitmesini bile beklemeden yanıt veriyor Baykal:

“Başbakan Erdoğan’ı Ahmet Necdet Sezer gibi bir cumhurbaşkanınız altında gördük. Ayrıca kanun çıkarıyor, orada da Anayasa Mahkemesi var. Fakat eline fırsat geçse, bu engeller olmasa ne olacağı belli. Şimdi cumhurbaşkanı olursa eline fırsat geçecek. Altında kendisi gibi bir başbakan olacak ve Türkiye bunu içine sindirecek. İşte bu olmaz. Cumhurbaşkanlığı makamına Türkiye’nin laik, demokratik çizgisini özümsemiş biri gelmelidir. En az Demirel kadar, Turgut Özal kadar, Menderes ve Celal Bayar kadar özümsemiş biri gelmelidir...”

“Öyle de olur” diyor Baykal. Erdoğan’ın bugüne kadar aday olacağını açıklayamamış olmasını da vazgeçmiş olmasına yoruyor.

Baykal’ın yorumu böyle ama AKP çevrelerinden esen hava hiç de bunu doğrular nitelikte değil. Bugün itibariyle bütün işaretler Erdoğan’ın aday olup Çankaya’ya çıkacağı yönünde.

Zaten Baykal’ın da kabul ettiği gibi Erdoğan Çankaya’yı çok arzuluyor. Parlamentoda kendisini seçtirebilecek rahat bir çoğunluğu da olduğuna göre niye bu arzusundan vazgeçsin ki?

“Geçer, olmaz” diyor Baykal ve son derece dikkat çekici bir saptama yapıyor:

“Türkiye, sağduyuyu en son anda mucizevi bir şekilde devreye sokan ve bu kimliği ile temayüz etmiş bir ülkedir.”

Gerçekten de bu noktadan sonra Erdoğan’ın Çankaya’dan vazgeçmesi mucizevi bir siyasi gelişme olur...

DİĞER YENİ YAZILAR