Başbakan Tayyip Erdoğan uzunca bir süreden beri iki önemli noktanın altını çiziyor.
1. AKP’de tüzük gereği kendisinin dahil herkesin en fazla üç dönem üst üste milletvekili olabileceği.
2. Başkanlık sisteminin tartışılması...
AKP’nin önceki gün Yüksek Seçim kurulu Başkanlığı’na sunduğu milletvekili aday listesi bu iki nokta dikkate alınarak incelendiğinde ilginç sonuçlar ortaya çıkıyor.
Eğer AKP tüzüğünü değiştirmeyecekse, Tayyip Erdoğan dahil partinin kurucu ve etkili, yetkili yönetim kadrosunun tümü son kez milletvekili olacaklar. Yani 2023 planları yapan, buna yönelik hedefler hazırlayan bugünkü kadro sonraki seçimde yok.
Bu seçimi kesin kazanacağı, hem de açık farkla kazanacağı iddiasındaki Erdoğan ve arkadaşlarının “bir sonraki seçimi nasıl olsa kaybederiz” diye hesap yaptıkları elbette düşünülemez.
O zaman ne olacak?
Kurulduğu günden beri AKP’nin çelik çekirdeği de denilebilecek etkili ve yetkili kadroda kimler var?
Bülent Arınç,
Cemil Çiçek,
Abdülkadir Aksu,
Ali Babacan,
Hüseyin Çelik,
Ömer Çelik,
İdris Naim Şahin,
Mehmet Ali Şahin...
Liste uzatılabilir. Ama bu isimlerin hepsi son dönem milletvekilliğine hazırlanıyor. Hiçbiri sonraki dönemde Meclis’te olamayacak.
O zaman ne olacak, yepyeni bir AKP mi?
Çünkü mevcut etkili ve yetkili kadrodan gelecek dönemde seçilme şansı bulunan tek isim var: Dışişleri Bakanı Ahmet
Davutoğlu...
Oysa seçimler öncesi kulislerde bazı spekülasyonlar yapılıyordu. Bu dönemde Bülent Arınç, Ali Babacan gibi bazı isimlerin aday gösterilmeyip Meclis dışından kabineye alınabileceği gibi.
Fakat bu olmadı. Erdoğan, çekirdek kadroyu korudu.
Neden?
“Bu bizim son dönemimiz, sonrası yeni arkadaşlarımıza emanet” diye düşündüğü için mi?
Zayıf ihtimal.
Kuvvetli ihtimal şu:
Erdoğan uzunca bir süredir kafasında ölçüp biçip tarttığı “Türkiye’ye özgü başkanlık modeli”ni hayata geçirmeye hazırlandığı.
Ki bu yöndeki senaryolar Ankara kulislerinde bir süreden beri konuşuluyor.
Erdoğan’ın kafasındaki temel stratejinin başkanlık olduğu iddia ediliyor.
Aslında Erdoğan, başkanlık sistemine geçilmesini planladığını açıkça söylemiyor ama bu yöndeki niyetini gizlemiyor da. “Tartışılmalı” demekle yetiniyor.
Ama bütün hesaplarını bu stratejiye uygun kurguluyor Erdoğan. O nedenle MHP’yi baraj altına indirebilmek için vargücüyle asılıyor. Tek başına anayasa değişikliği gerçekleştirebilecek bir sayısal çoğunluğu elde edebilmenin hesaplarını yapıyor.
Bu hesaplar, bu tahminler tutar ve 12 Haziran gecesi beklediği gibi partisinin yüzde 50’ler civarında bir oy aldığını görürse o zaman muhtemelen düğmeye basacak.
O zaman vaat ettiği yeni, sivil anayasa çalışmaları başkanlık sistemi ana ekseni üzerine oturtulacak.
Ve o zaman hala 5 yıl mı 7 yıl mı olduğu tartışmalı olan Abdullah Gül’ün görev süresi için de muhtemelen “7 yıldır” diye görüş bildirilecek.
2014’e kadar hazırlıklar tamamlanacak. Her şey planlandığı gibi yolunda giderse Gül’ün görev süresi sona erdiğinde Erdoğan bugünkü başbakanlık yetkileriyle birlikte Çankaya’ya çıkacak.
Tabii ki bu 12 Haziran’da alınacak ezici seçim zaferi üzerine kurulu bir senaryo.
Tutar mı tutmaz mı?
Anket sonuçlarına ve bazı AKP kurmaylarının söylediklerine bakılırsa tutacakmış gibi gözüküyor.
Ancak seçime 2 ay var. İki ayda acaba dengeler nasıl değişecek? Her şey planlandığı, arzulandığı gibi senaryoya uygun işleyecek mi?
Erdoğan’ın tek hedefi Çankaya mı?
Haberin Devamı