Erdoğan’ın Ortadoğu turu...

Haberin Devamı

İran bir tarafa bırakılırsa İsrail’in Gazze operasyonuna, Gazze’de yarattığı insanlık faciasına en sert tepkiyi Ankara gösterdi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan ayrı ayrı yaptıkları açıklamalarda İsrail’i sert biçimde suçladılar.

Başbakan Erdoğan’ın tepkisini büyüten asıl faktör Gazze’de yaşanan insanlık dramının yanı sıra İsrail Başbakanı’nın Türkiye ile ilişkilerdeki samimiyetsizliği.

Türkiye , savunma sanayii başta olmak üzere İsrail ile bazı alanlarda stratejik işbirliği yapan ülkelerden biri.

Türkiye son dönemde Ortadoğu’da kalıcı barışın sağlanması konusunda da rol üstlenmişti. Suriye ile İsrail arasındaki dolaylı görüşmelerin başlatılmasına büyük çaba sarfetmişti Başbakan Erdoğan ve hükümet. İsrail’in Gazze saldırısı bütün bu çabaları boşa çıkardı.

Dahası Erdoğan’ı da zor duruma düşürdü, hayal kırıklığına uğrattı İsrail bu saldırgan tutumuyla.

Çünkü çok değil saldırıdan sadece dört gün önce İsrail Başbakanı, Ankara’ya gelmişti. Ankara’da yapılan görüşmelerde Suriye ile Türkiye üzerinden yürütülen dolaylı görüşmelerde alınan mesafenin değerlendirilmesinin yanısıra Gazze meselesi de ele alınmıştı. Ateşkes sürecinin sonunda durumun kötüye gitmemesi konusunda neler yapılabileceği değerlendirilmiş, Hamas’ın füze saldırılarının durdurulması konusunda ne gibi barışçı çözümler bulunabileceği de ele alınmıştı.

Gazze’ye saldırı emrini verdikten sonra Ankara’ya gelen İsrail Başbakanı Olmert, görüşmeler sırasında hiç renk vermemiş, aksine Türkiye’nin barış çabalarından memnuniyetini dile getirmişti.

İşte Erdoğan’ın “Türkiye’ye saygısızlık” olarak nitelediği tutum bu.

Ve o yüzden de Erdoğan’ın İsrail’e tepkisinin dozu, Filistin Devlet Başkanı Abbas’tan bile daha yüksek oldu.

Erdoğan bugün iki günlük bir Ortadoğu turuna çıkıyor. Sırasıyla Suriye, Ürdün, Suudi Arabistan ve Mısır’ı ziyaret edecek.

Bu diplomatik atağın birinci önceliği, Gazze’deki dramın Güney Lübnan’a sıçramasını, bütün Ortadoğu’yu ateş çemberine almasını önlemek. Bunun için de öncelikle İsrail’in durdurulabilmesi için Arap dünyasının ve Türkiye’nin ortak bir tutum belirleyebilmesi önemli.

Bu çerçevede Hamas’ın İsrail’i tahrik edici füze saldırılarının öncelikle durdurulabilmesi önem taşıyor. Çünkü Hamas’ın füze saldırıları durmadan İsrail’in durması da en azından bu aşamada pek olası gözükmüyor. Bu noktada acaba Suriye, bu örgüt üzerindeki nüfuzunu kullanarak tek taraflı olarak Hamas’ın saldırılarının durmasını sağlayabilir mi?

Bu ortamda zor gözüküyor...

Erdoğan’ın Ürdün, Suudi Arabistan ve Mısır ile yapacağı görüşmelerde de barış için ortak bir tutum izlenmesi üzerinde durulacağı belirtiliyor. Tabii ki Başbakan Erdoğan da, görüşeceği ülke liderleri de çok iyi biliyorlar ki İsrail’i durdurabilecek tek adres var: Washington...

O nedenle bu görüşmelerde oluşturulacak bir ortak çözüm planı çerçevesinde ABD’nin aktif biçimde devreye sokulması için Türkiye’nin yanısıra Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün’ün de koordineli bir diplomatik atağa geçmeleri öngörülüyor.

Erdoğan bugüne kadar sürdürülen barış çabalarının heba olmaması için Gazze’de yaşanan facianın durdurulması için bütün imkanları sonuna kadar denemeye kararlı.

DİĞER YENİ YAZILAR