Erdoğan evine mi dönecek?

Haberin Devamı

Başbakan Tayyip Erdoğan önceki gün partisinin tüzüğüyle ilgili olarak bugüne kadar hiç kimsenin üzerinde durmadığı, dikkatini çekmeyen bir hükümden hareketle siyasi geleceğinin çerçevesini çizdi.

AKP tüzüğü gereğince en fazla bir dönem daha milletvekili olma hakkı bulunduğunu belirten Erdoğan bu tüzük hükmüne uyarak bir dönem daha milletvekilliği yaptıktan sonra “çekilmesini bileceğini” söyledi.

Erdoğan’ın bu sözleri AKP’de ve siyaset kulislerinde hâlâ tartışılıyor. Acaba Başbakan tüzüğün bu hükmünü neden açıklama gereği duydu? 2015’ten sonra ne yapacak? Gerçekten evine mi çekilecek, yoksa...

Sorular uzayıp gidiyor. Ancak en fazla üzerinde durulan, en fazla önem atfedilen nokta “yoksa” da düğümleniyor. Yani Erdoğan normal olarak 2011’de yapılacak olan milletvekili seçimlerinde yeniden aday olacak. Partisi yine iktidara gelirse yine Başbakan olacak.

Ardından çok tartışmalı bir konu var; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresinin ne zaman dolacağı. Gül 5 yıl mı 7 yıl mı görev yapacak? Bu konu tartışmalı fakat ağırlıklı görüş 5 yıl. Yani 2012 Ağustos’unda Türkiye -eğer bu arada anayasa değişikliği yapılmazsa- halkoyu ile yeni cumhurbaşkanını seçecek.

Şimdi deniyor ki işte o zaman Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan yer değiştirecek. Yani boşalan cumhurbaşkanlığı koltuğu için Tayyip Erdoğan aday olacak ve seçilecek. Ardından yapılacak bir ara seçimle Abdullah Gül önce milletvekili, ardından AKP Genel Başkanı ve Başbakan olacak?

Bu senaryo mantıksız değil. Tabii ki AKP’nin, Tayyip Erdoğan’ın o zamana kadar yüzde 40’ın üzerindeki oy oranını koruyabilmesi halinde...

Bu senaryonun işleyip işlemeyeceği ayrı bir konu. O güne kadar köprülerin altından çok suların akacağı da, siyasi dengelerin nasıl şekilleneceği de ayrı.

Zaten Erdoğan’ın önceki gün yaptığı bu tüzük hatırlatmasının, bir dönem daha seçildikten sonra milletvekili adayı olmayacağı açıklaması yapmasının bu senaryolarla uzaktan yakından ilgisi yok.

Erdoğan bu sözleri, DP’ye, merkez sağı ayağa kaldırmak için kolları sıvayan Süleyman Demirel-Hüsamettin Cindoruk ikilisine gönderme yapmak için söylüyor. O nedenle kendisinin gençlere önem verdiğini, siyasi kadroların gençleştirilmesinin, gençlerinin önünün açılmasının önemine işaret ediyor. Yani Demirel ve Cindoruk’un aktif siyasete dönmelerini eleştiriyor.

Aslında Erdoğan ve AKP, Cindoruk öncülüğündeki hareketi pek ciddiye almıyormuş gibi görünüyor ama öte yandan bu gelişmeden ciddi rahatsızlık duyduğu da ortada. Çünkü bu hareketin seçimlerde yüzde 10 barajını aşması demek AKP’nin ciddi bir oy erozyonuna uğrayacağı ve en azından tek başına iktidar imkanını kaybedeceği anlamına geliyor. DP’nin yüzde 3,8 oy aldığı 29 Mart seçimlerinde bile oy oranının yüzde 38’lere inmiş olduğu gözönüne alındığında bu gelişme AKP açısından gerçekten rahatsız edici.

O nedenle “çekilmesini bileceğim” açıklaması, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı planlarından çok DP’deki yeni hareketi yıpratmaya dönük bir çıkış olsa gerek.

DİĞER YENİ YAZILAR