Ekonominin ümüğü...

Haberin Devamı

Başbakan Tayyip Erdoğan çok değil birbuçuk ay önce IMF’ye neden soğuk baktığını açıklarken “Yatırımlardan vazgeçmemizi istiyorlar, bunu kabul edemeyiz” diyordu. Ve IMF’nin öne sürdüğü koşulların Türk ekonomisinin “ümüğünün sıkılması” demek olduğunu dile getiriyordu.

Ekonominin büyümesi, toplumsal gelir ve refahın artması tabii ki herkesin ortak arzusu. Başbakan’ın da bu noktada ısrarlı olması son derece doğal.

Ancak doğal olmayan nokta şu:

Türk ekonomisi AKP iktidara geldiği günden beri (ki daha önce de öyleydi) IMF kontrolünde. Ana çerçevesi IMF ile birlikte çizilen bir ekonomik program uygulanıyor. Ve bu Türkiye ekonomisi tarihinin kesintisiz en yüksek büyüme performansını gösterdiği bir dönem oldu. IMF ile stand-by bu yılın Mayıs ayında sona erdi ve o zamana kadar Türk ekonomisinin büyümesine, yatırımlarının artmasına engel olmadı IMF. Başbakan’ın, hükümetin de bu yönde hiçbir şikayeti yoktu.

Dün ekonomiyle ilgili çok önemli iki temel göstergeyi açıkladı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), büyüme ve istihdam rakamlarını. Her iki veri de iç karartıcı. Hükümet için sürpriz oldu mu bilinmez ancak kamuoyu için her iki olumsuz veri de pek sürpriz değil.

Büyümenin durduğu, ekonominin giderek bir daralma sürecine girmekte olduğu yaz aylarından itibaren belliydi. Üç ay önce açıklanan yılın ikinci çeyreğine ilişkin rakamlar (yüzde 1,9) büyümenin durduğunu haber veriyordu. Ancak dün açıklanan üçüncü çeyrek rakamları daha da olumsuz geldi. Yılın üçüncü üç aylık evresinde Türk ekonomisi sadece binde 5’lik bir büyüme gerçekleştirebilmiş.

Bu rakam 2001 krizinden bu yana gerçekleşen en düşük çeyreklik büyüme. Ve Türk ekonomisindeki bu olumsuzluğun küresel krizle alakalı olduğu da pek söylenemez. Çünkü o dönemde Türk ekonomisi üzerinde küresel krizin en ufak bir olumsuz etkisi yoktu. Türkiye’nin dış borçlanmaya dayalı ekonomik gelişmesini engelleyici bir unsur yoktu küresel piyasalarda. Ödemeler dengesi rakamlarına bakıldığında da dışardan borç ve sermaye girişinde bir eksilme olmadığı da açıkça görülüyor.

Küresel krizin etkileri son çeyrekte görülmeye başlayacak ve muhtemelen 2009’un en azından ilk yarısında ağırlaşarak devam edecek.

TÜİK’in dün açıklanan rakamlarına göre bu yılın ilk 9 aylık döneminde ekonomik büyüme yüzde 3 düzeyinde kalmış. Ancak, sanayi üretim endekslerindeki olumsuz seyir, beklenti anketleri ve enerji tüketimi dikkate alındığında yılın son çeyreğinde gelişmenin eksi çıkacağı hemen hemen kesin gibi. O nedenle de Türk ekonomisinin bu yılki büyüme oranının en fazla yüzde 2’ler düzeyinde olacağı anlaşılıyor.

Yüzde 2’lik büyüme Başbakan Erdoğan’ın deyimiyle Türkiye’nin “ümüğünün çoktan sıkılmaya” başladığının ifadesi. Hem de IMF ile anlaşma olmayan bir dönemde gerçekleşmiş bu ümük sıkılması...

Son dönemde ekonomi yönetiminde söz sahibi siyasi kadronun da ayağının suya erdiği ve düne kadar ümüğümüzü sıktırmayız denilen IMF ile en kısa sürede masaya oturulacağı açıklanıyor. Böylelikle daralmaya başlayan ekonomiye nefes aldırabilmek, 2009’u kazasız geçirebilmek amaçlanıyor...

DİĞER YENİ YAZILAR