“Düşük profil modeli” neden çöktü?

Hala tartışılıyor, hâlâ yakın çevre bile papatya falı açmaya devam ediyor çıkacak mı çıkmayacak mı diye, ama Türkiye’nin 11. Cumhurbaşkanı’nın Tayyip Erdoğan olacağı yönündeki kanaati iyice güçlenmiş durumda

Haberin Devamı

Hala tartışılıyor, hâlâ yakın çevre bile papatya falı açmaya devam ediyor çıkacak mı çıkmayacak mı diye, ama Türkiye’nin 11. Cumhurbaşkanı’nın Tayyip Erdoğan olacağı yönündeki kanaati iyice güçlenmiş durumda.

Erdoğan’ın milletvekilleri ile yaptığı eğilim belirleme görüşmelerinden yansıyan hava da bu yönde, parti teşkilatlarındaki beklenti de.

Düne kadar “Tayyip Bey aday olmayacak. Düşük profilli bir ismi aday gösterip seçtirecek ve hem hükümeti hem Çankaya’yı idare edecek” diyen bazı AKP’liler bile artık “kendisi olacak” demeye başladılar.

Çünkü “düşük profil” modelinin tutmayacağını onlar da gördüler. Bu modeli öldüren üç temel faktör var.

Birincisi bu noktadan sonra aday olmamak Tayyip Erdoğan ve AKP açısından ağır bir yenilgi ve itibar kaybı anlamı taşıyacak. “Cesaret edemedi, korktu” denecek, “sakıncalı olduğunu kabullendi” denecek. Başka pek çok yakıştırmalar yapılacak. Bu da hem Erdoğan’ın kişiliğini ve karizmasını zedeleyecek hem de AKP açısından ciddi bir zaaf noktası oluşturacak.

İkinci faktör, düşük profilli adayı belirlemenin zorluğu ve Bülent Arınç faktörü. Düşük profilli AKP’liler listesinde adı geçenlerin hemen hemen tümü partinin Meclis Grubu’ndan ciddi muhalefet alıyor. Çünkü beklenti içinde olan ama adı anket formlarına yazılmamış milletvekillerinin derin bir hayal kırıklıkları ve kırgınlıkları var.

Bu durum, Bülent Arınç’ın şansını önemli ölçüde arttırıyor. Çünkü Arınç, Tayyip Erdoğan veya Abdullah Gül aday olursa kabulleneceğini, destekleyeceğini ilan etti ama üçüncü bir isim, düşük profilli bir aday çıkarılması konusunda ciddi çekinceleri olduğunu da değişik zamanlarda yaptığı konuşmaların satır aralarında hep ilan edegeldi.

O nedenle Erdoğan’ın aday olmaması halinde gösterilecek düşük profilli isme tepki duyan AKP’liler kuvvetle muhtemeldir ki Bülent Arınç’ı aday gösterecekler. Arınç’ın da bu girişime “hayır” demeyeceği çok açık. Erdoğan’ın işaret ettiği düşük profilli adayı seçtirme şansı tabii ki yüksek. Ama Arınç’ın buna karşı aday gösterilmesi halinde, Erdoğan dediğini yaptırsa, Arınç’ın seçilmesini engellese bile AKP içinde ciddi fay kırıklarının oluşması, hatta bölünme kaçınılmaz hala gelebilir.

Üçüncüsü de bazılarının düşündüğü gibi düşük profilli bir ismin Çankaya’ya gönderilip Cumhurbaşkanlığı makamının da Başbakanlık’tan yönetilmesi formülünün pratikte işlemesi güç...

Bu formül deneyimli siyasetçi Demirel’e hatırlatıldığında gülerek ” Sultan Reşat formülü bu “ diyor ve ekliyor:

“Ne Çankaya’dan hükümeti idare etmek mümkündür ne de hükümet başkanının her istediği şeyi cumhurbaşkanına dikte ettirebilmesi mümkündür. Eğer başbakan, ’ben başbakan kalayım, şuraya birisini oturtayım da cumhurbaşkanı olarak ben her istediğimi yapayım’derse o da mümkün olmaz.

O nedenle de görünen o ki AKP ve Erdoğan için geriye mümkün olan tek formül kalıyor: Erdoğan’ın 16 Mayıs’ta partisiyle vedalaşıp Çankaya’ya çıkması Başbakanlık ve Genel Başkanlık koltuğunu da Abdullah Gül’e devretmesi...

DİĞER YENİ YAZILAR