Doğal gaz zammı zorunlu muydu?

Haberin Devamı

Enerji Bakanı Hilmi Güler, dün BOTAŞ Genel Müdürü ile birlikte yaptığı basın toplantısında yüzde 22,5’luk zammı savunurken bunun bir zorunluluk olduğunu söyledi.

Çünkü Yüksek Planlama Kurulu’nun Şubat ayındaki bir kararı ile ithal fiyatlarda veya döviz kurlarında meydana gelecek artışların doğalgazın satış fiyatına yansıtılması kesin hüküm altına alınmış. Döviz kurlarında son dönemde yüzde 30 civarında bir artış olduğuna göre zam da kaçınılmaz olmuş...

Bakan ve Genel Müdür’ün dün yaptıkları zam savunmasının özeti bu.

Uygulanan ekonomik programın mantığı, yürürlükteki YPK kararı ve döviz kurlarındaki artış BOTAŞ’ın fiyat ayarlamasını zorunlu kılıyor olabilir.

Ama hükümet, bugüne kadar acaba bütün YPK kararlarına, ekonomik programın bütün ilkelerine harfiyen uymuş mu?

Hayır.

İsteseydi Şubat ayında doğal gaz satış fiyatlarının belirlenmesi ile ilgili alınan YPK kararı yeni bir kararla pekala değiştirilebilirdi.

Bunun son derece mantıklı bir gerekçesi de var. Doğal gaz ithal fiyatları, ham petrol fiyatlarına endeksli olarak belirleniyor. Ve bu endeksleme de bugünkü fiyatlara göre değil, ortalama 6 ay geriye doğru gidilerek bulunan fiyatlara göre oluşuyor. 6 ay önceki petrol fiyatları 120 - 150 dolar düzeylerinde idi. Dolayısıyla şu an BOTAŞ doğal gaza yüksek fiyat ödüyor. Fakat bir kaç ay sonra bu hesaplama formülü, son dönemde 60 dolar düzeyine gerileyen ham petrol fiyatlarına göre muhtemelen yarı yarıya düşecek.

Eğer hükümet isteseydi yakın gelecekteki alım maliyetindeki düşüşü dikkate alarak zammı erteleyebilirdi.

Hem doğal gaz zammının olumsuz etkilerinden, maliyet artışlarından sanayiciyi korumak hem de dar gelirli tüketici kesimin geçim sıkıntısını daha da ağırlaştırmamak için bir başka yol daha bulabilirdi hükümet.

Dört ay sonra doğal gaz ithal fiyatlarının 60 dolarlık ham petrol fiyatları baz alınarak hesaplanacağı dikkate alınarak o süre içerisinde geçici bir vergi indirimine gidilebilirdi. Halen lüks tüketim malı sınıfında yüzde 18 olarak uygulanan doğalgazın KDV oranı yüzde 8, hatta yüzde 1’e çekilebilirdi. Aynı şekilde yüzde 10 oranındaki Özel Tüketim Vergisi oranı da indirilebilirdi.

Hükümet bu yolları tercih etmedi. Belki bunun bütçede yol açabileceği sıkıntıdan endişe etti.

Fakat, seçim öncesi belediyelere aktarılan trilyonların bütçe dengesini nasıl bozduğundan nedense pek endişe edilmiyor.

Öyle anlaşılıyor ki, doğal gaz zammının seçmen üzerinde yaratacağı olumsuz etki AKP’yi fazla endişelendirmiyor. Bugün AKP’li belediyelerin kaynaklarının arttırılması daha önemli görülüyor.

Seçime kısa bir süre kala, örneğin 2009 yılı Ocak sonu veya Şubat başında ham petrol fiyatlarına bağlı olarak doğal gaz ithal fiyatları düşecek. Bunun da tüketiciye yansıtılması yüzde 30’lar civarında bir ucuzluk demek. Böylelikle seçmenin gönlü yeniden kazanılacak.

Muhtemelen bugünkü yüksek zam ısrarının gerisinde bu tür ince hesaplar var...


DİĞER YENİ YAZILAR