Dış kredilere devlet garantisi gündemde

Haberin Devamı

Bugün Meclis Genel Kurulu’na gelecek ’Varlık Barışı’ yasa tasarısına, Türk bankalarının dış yükümlülüklerine belli bir süre devlet garantisi verilmesi maddesinin de eklenmesi düşünülüyor. Zira diğer ülkelerin bu garantiyi vermiş olması, Türk bankaları ve şirketleri açısından haksız rekabet yaratıyor ve risk sigortası primlerinin anormal düzeylere çıkmasına neden oluyor

Hükümet küresel krizin olası etkilerine karşı önlem arayışlarını sürdürüyor. Henüz piyasaların beklentilerini karşılayabilecek düzeyde ortada kapsamlı bir önlem paketi yok ama bölük pörçük de olsa bazı adımlar atılmaya başlandı.

Dış kaynak için büyük umutlar bağlanan “varlık barışı” yasa tasarısı bugün Meclis Genel Kurulu’nda görüşülecek. Bu yasa ile Türk vatandaşlarının ülke dışında bulunan milyar dolarlarının ülkeye çekilmesi, böylelikle doğabilecek bir döviz açığına çare bulunması hedefleniyor.

Ne kadar para gelir?

Bakanların yaptığı iyimser tahminler dahi 10-15 milyar dolar.

Oysa sadece borç ödemeleri için Türkiye’nin 2009 yılında 100 milyar dolara ihtiyacı var. 40 milyar dolar da cari açığın finansmanı düşünüldüğünde rakam 140 milyar doları buluyor.

Şimdiye kadar Türkiye bu rakamları rahatlıkla borçlanabiliyordu. Uluslararası piyasalarda bol likidite vardı ve Türkiye’ye de oluk oluk döviz akıyordu.

Fakat artık o bolluk günleri sona erdi. O yüzden de bugün değil Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalar, gelişmiş ülkeler bile mali aracı kurumlarının dış borçlanmalarını rahatlatmak için devlet garantisi taahhüt ediyor.

Örneğin başta komşumuz Yunanistan olmak üzere bazı AB üyesi ülkeler mevduat güvencesiyle yetinmediler, bankaların dış borçlanmalarına da devlet garantisi getirdiler.

Bu durum Türk bankalarını bir anlamda haksız rekabetle karşı karşıya bıraktı, uluslararası piyasalarda zaten kıtlaşan likiditeden yeterli payı alabilmelerini daha da zorlaştırdı.

O nedenle de Türk bankalarının ve şirketlerinin dış borçlanmalarındaki risk sigortası primleri anormal düzeylere yükseldi. Bir ara yıllık yüzde 8’lere kadar çıkan bu oran son günlerde de yüzde 6-6.5’ler düzeyinde.

Bu olumsuz gelişme dış borçlanmanın önünde ciddi bir engel. Bankaların dış kredilerini, sendikasyonlarını yenileyememeleri demek, yurt içindeki kredilerini daraltmalarının yanısıra iç piyasadaki döviz arzının da daralmasıyla sonuçlanabilecek bir durum.

Bu sorunu önceden gören pek çok ülke tedbirini aldı. Önce Güney Kore, ardından da Yunanistan ve bazı Orta Avrupa ülkeleri bankalarının dış yükümlülüklerine peş peşe devlet garantisi getirdiler.

Ekonomi kurmaylarının Türkiye’nin de bu önleme başvurması için hükümete bir önerisi oldu. Fakat Başbakan Erdoğan, tıpkı mevduat garantisi konusunda olduğu gibi buna da sert tepki gösterdi. Bazı banka ve şirketlerin dış borçlarını “devletin sırtına yüklemeye çalışmakla ” suçladı Başbakan Erdoğan.

Ekonomi kurmayları şimdi bu konuda yeni bir hamleye hazırlanıyor. Bugün Meclis’te görüşülecek olan varlık barışı tasarısına önerge ile bir hüküm daha eklenmeye çalışılacak.

Bankaların dış yükümlülüklerine belirli bir süre ile devlet garantisi sağlanması konusunda Bakanlar Kurulu’na yetki verilmesini içeren önerge taslağı Başbakanlık’ta. Eğer Başbakan Erdoğan’ın onayı alınabilirse bugünkü görüşmeler sırasında yasa metnine eklenecek.

Böylelikle bankaların dış borçları devlet garantisi altında olacağı için hem dış kredilerin yenilenmesi kolaylaşacak, hem de yıllık yükü yüzde 6-6.5’lere ulaşan risk sigortası prim oranları makul düzeylere çekilebilecek.

Ama acaba Erdoğan ikna edilebilecek mi?

DİĞER YENİ YAZILAR