Devlet içi çatışma şiddetleniyor...

Haberin Devamı

Türkiye adeta büyük bir alt üst oluş yaşıyor. Yaşananlardan, olup bitenlerden mantıklı sonuç çıkarabilmek hayli güç.

Ülke aylardan beri darbe iddiaları ile darbe soruşturmaları ile yatıp kalkıyor. Vahim suikast iddiaları birbirini izliyor. Bazı subayların kuvvet komutanlarına karşı suikast hazırlığı içindeyken yakalandığı iddia ediliyor, soruşturmalar açılıyor.

Askeri personel arasında esrarengiz intihar olayları yaşanıyor. Ve son bomba hafta sonunda patlatılıyor; Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast hazırlığı iddiasıyla iki subayın gözaltına alınıp serbest bırakılması...

İnsanın kanını donduran vahim olaylar, vahim iddialar birbirini kovalıyor.

Ne oluyor Türkiye’ye? Bazılarının söylediği gibi, bu yolla demokratikleşiyor muyuz? Yıllardır demokrasiye musallat olmuş derin devlet çeteleri mi ayıklanıyor? Askerin siyaset üzerindeki vesayeti mi kırılıyor? Bazı devlet kurumlarının içinin çok da temiz olmadığı gerçeğini Türkiye yakın zamanda öğreniyor değil.

Ama yakın zamanda yaşananlar acaba salt devleti çetelerden temizleme operasyonu mu?

Tartışmalı olan nokta bu.

Acaba devleti çetelerden temizleme operasyonu görüntüsü altında, derin devleti ele geçirme savaşı mı yaşanıyor?

Arınç’a suikast girişimi olayı konusunda dün Genelkurmay’ın yaptığı yazılı açıklama bu açıdan son derece düşündürücü.

Genelkurmay’dan yapılan açıklama ve başkent kulislerinde kulaktan kulağa fısıldanan çok çarpıcı iddialar var bu olayla ilgili olarak.

Genelkurmay’ın açıklamasında deniyor ki, “Evet iki subay gözaltına alınmış, haklarında soruşturma başlatılmıştır. Ancak o iki personel, başka bir askeri personeli izlemekle görevli olarak orada bulunmaktaydı...” Kulislere yansıyan iddia şu:

“Genelkurmay uzunca bir süreden beri içerden bilgi ve belge sızdırmalarına karşı kapsamlı bir soruşturma yürütüyordu. Bu çerçevede kritik bir birimde görev yapan bir subaydan kuşkulanılıyor. Sözkonusu subayın, TSK’ya karşı asimetrik psikolojik harekat yürütenlere içerden bilgi ve belge sağladığı, sahte belge üretilmesine yardımcı olduğu yönünde ciddi kuşkular vardı. Bülent Arınç’a suikast iddiası ile gözaltına alınan albay ve binbaşı işte bu personeli izliyor ve suçüstü yapmaya çalışıyorlardı.”

Ve işte bu noktadan itibaren bir başka komplo teorisi devreye giriyor: “Bilgi sızdıran askeri personelin izlendiği farkedilince, sözkonusu subayla ilişkisi olanlar, devletin bir diğer istihbarat servisini harekete geçiriyor. Cumartesi gecesi gerçekleştirilen polis operasyonu ile hem Genelkurmay’ın köstebek operasyonu sonuçsuz bırakılıyor hem de Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı yürütülen psikolojik harekata dehşetengiz bir suikast iddiasıyla malzeme sağlanmış oluyor.”

Kulislere yansıyan bu iddia Genelkurmay’ın yaptığı resmi açıklama ile bir ölçüde doğrulanıyor. Fakat bütün bunlar en azından şu anda iddia. Gerçek olan ise devlet organları arasındaki çatışmanın tehlikeli boyutlara varmış olması...

Psikolojik savaşın, fiziki çatışmaya dönüşme riski giderek artıyor...

Erzincan’da tutuklanan MİT’çiler “polisle çatışabilirdik” dememiş miydi?

DİĞER YENİ YAZILAR