Hükümet bu yılın sonunda Avrupa Birliği'nden müzakere takvimi alabilmek için eksik kalan anayasal, yasal ve idari düzenlemeleri mayıs ayı sonuna kadar tamamlamaya çalışıyor.
Bu kapsamda hazırlanan son anayasa paketi dün imzaya açıldı. 10 maddelik pakette özellikle adil yargılama, uluslararası sözleşmeler ve idam cezasının anayasadan tümüyle çıkarılması, ifade ve basın özgürlüğünün sınırlarının genişletilmesi, RTÜK ve YÖK'teki Genelkurmay kontenjanından üyeliklerin kaldırılması önem taşıyor.
Bu son paketle artık anayasanın AB kriterlerine uyum sağlayacağı öngörülüyor.
Hükümet değişiklikleri en kısa sürede tamamlamaya kararlı. Ancak referandumsuz anayasa değişikliği için sayısal sorun var. AKP'nin tek başına anayasa değiştirebilme sayısı yok. CHP'nin katkı ve desteğine ihtiyaç var.
Acaba CHP bu desteği verecek mi?
Hükümet ve AKP, milletvekili dokunulmazlıklarının sınırlandırılması önerisini kabul etmediği için CHP de anayasa uzlaşma komisyonuna üye vermiyor ve hükümet ile uzlaşmaya mesafeli duruyor. Ancak hazırlanan bu son anayasa paketi CHP'nin hangi gerekçe ile olursa olsun karşı çıkabileceği bir düzenleme değil. CHP'nin de yıllardan beri savunduğu sivilleşme ve demokratikleşmenin önemli köşe taşlarından birini oluşturuyor. O nedenle iktidar partisindeki beklenti CHP'nin anayasa paketine katkı yapacağı yönünde.
Zaten CHP de anayasada yapılacak her değişikliğe "kesin hayır" deme kararlılığında değil. Bu son paketle ilgili CHP sözcülerinin ifadesi, "Eğer sadece AB'ye uyum ve demokratikleşme ile ilgili ise destek verebiliriz. Ama önce paketi görmemiz lazım" şeklinde.
Yeni anayasa uyum paketi ve yasaların mayıs sonuna kadar çıkarılması planlanıyor fakat temmuz ayından itibaren yazımına başlanacak olan Türkiye ile ilgili İlerleme Raporu'nun olumlu çıkabilmesi için anayasa ve yasa değişiklikleri yalnızca ön koşul.
Uygulama listesi
Demokratikleşmenin uygulamaya, günlük hayata yansıması gerekiyor. Ne yazık ki uygulama konusunda hâlâ iki yıl önce gerçekleştirilmiş olan anayasa ve yasa değişikliklerinde bile sorun yaşıyor Türkiye. Hâlâ işkence ve kötü muamele örneklerinin önüne geçilebilmiş değil. Hâlâ anayasa değişikliği ve yasalarla gerçekleştirilen açılımların hayata geçirilebilmesi sorunlu.
İşte bu sorunların aşılabilmesi için de AB Genel Sekreterliği, hükümete bir uygulama listesi verdi.
Listenin özeti şöyle:
* Gayrimüslimler için din adamı eğitimi olanağı sağlanması (Heybeliada Ruhban Okulu),
* Gayrimüslim cemaat vakıflarının 1974'te Yargıtay kararı ile "ehliyetleri olmadığı" gerekçesiyle ellerinden alınan, 1936 yılından sonra edindikleri gayrimenkullerinin iadesi ve tanzimi ile ilgili olarak Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün envanter hazırlaması,
* Farklı dil ve lehçelerde yayın yapılması hakkındaki 25 Ocak 2004 tarihli RTÜK yönetmeliği çerçevesinde şu ana kadar izin başvurusu gelmedi. Yayınların en kısa sürede en azından TRT'de başlatılması,
* İşkence suçundan aranan kamu görevlilerinin en kısa sürede yakalanıp yargılanmaları.
* İnsan Hakları Vakfı aleyhine Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce açılan hukuk davasının geri çekilmesi.
Uygulama listesi bu şekilde uzayıp gidiyor. Ve bu liste de hükümetin öncelikli gündemi arasında.
Kıbrıs sorununun çözümü veya en azından Türkiye'nin ve KKTC'nin çözüm için elinden geleni yapması, ardından siyasi kriterlere tam uyumu sağlayıp uygulamada mesafe alınmasıyla birlikte AB'den müzakere takvimi alınabilmesinin önünde engel kalmayacağına inanılıyor.
Demokratikleşme paketini CHP destekleyecek mi?
Hükümet bu yılın sonunda Avrupa Birliği'nden müzakere takvimi alabilmek için eksik kalan anayasal, yasal ve idari düzenlemeleri mayıs ayı sonuna kadar tamamlamaya çalışıyor
Haberin Devamı