Demirtaş: Parlamentoyu değil AKP’yi protesto ediyoruz

Haberin Devamı

Siyasi kriz aşılamıyor. Aşılamadığı için de hem BDP destekli bağımsızların parlamento boykotu, hem de CHP’nin yemin protestosu devam ediyor.

Özellikle de BDP’li bağımsızların Ankara’ya Meclis’e gelmeyip Diyarbakır’da grup toplantısı yapmaları farklı kaygıları da beraberinde getiriyor.

BDP’li bağımsızların tutumunu dün bu partinin seçim için istifa eden ve bağımsız milletvekili seçilen eski genel başkanı Selahattin Demirtaş ile konuştuk.

Demirtaş, “Ortaya çıkan bu kriz tablosu bizi mutlu etmiyor. Ancak iktidar çoğunluğunun hiçbir şey olmamış gibi hareket etmesi de kabul edilebilir bir durum değildir” diyor.
Demirtaş’ın hesabına göre, yüzde 10 barajı olmasaydı ve BDP parti olarak seçime girseydi Diyarbakır’da aldığı oyla 8 milletvekili çıkaracaktı. Bağımsızlar 6 milletvekili çıkarabildi.

“Baraj yüzünden bizim olması gereken 2 milletvekilini AKP aldı” diyor Demirtaş ve sorunun asıl kaynağına, Hatip Dicle olayına sözü getiriyor:

“Hatip Dicle’nin kazandığı bir milletvekilliğimizi de resmen çaldı AKP. AKP’nin bu konuda bu kadar rahat olması, aymazlığı, krizin derinleşmesine yol açıyor. AKP, Hatip Dicle’den gasp edilen vekillik için ‘bunu hak ettik’ diyor. Genel Kurul’da Oya Eronat’a büyük ilgi gösteriyorlar. Bizim hakkımızı alıp üstüne keyif çatıyorlarsa, burada halk iradesine saygıdan söz edilemez. Bizi Meclis’ten tümüyle atmak mı istiyorlar? Her birimizi atıp yerine AKP’li oturtsalar umurlarında olmayacak...”

Peki bütün bu olup bitenleri düzeltme yeri parlamento değil mi, niye parlamentoyu boykot ediyor BDP’li bağımsızlar?
“Hayır boykotumuz parlamentoya karşı değil. Bizim parlamentoya saygımız sonsuzdur” diye itiraz ediyor Demirtaş ve ekliyor:

“Biz, AKP’yi ve AKP’nin pervasızlığını protesto ediyoruz...”
Peki BDP’li bağımsızlar, madem ki parlamentoya saygı duyuyorlar, toplantılarını neden Ankara’da TBMM çatısı altında değil de Diyarbakır’da yapıyorlar?
Şu yanıtı veriyor Demirtaş:

“Şu anda halkımızla, seçmenlerimizle birlikteyiz. Biz halkın bağrında olduğumuzu göstermek istiyoruz. Evimizde oturmuyoruz. Diyarbakır da bir siyasal merkezdir. Ama bu Ankara’ya, Parlamentoya gelmeyeceğiz, Ankara’dan koptuk anlamı taşımıyor. Önümüzdeki günlerde grubumuzu, grup yönetimimizi oluşturacağız. O arada Ankara’da da toplanabiliriz, halkla ilişkiler faaliyetlerimize Ankara’dan da devam ederiz. Ama sorun aşılmadıkça yasama faaliyetlerine katılmayız...”

Peki kriz nasıl aşılacak?


Örneğin, 5 milletvekilinin tutukluluğunun kaldırılmaması, Hatip Dicle meselesiyle ilgili olarak da AKP’den “sorunların zaman içinde ve parlamento zemininde aşılacağı” yönünde bir söz veya deklerasyon yapılması krizi bitirebilir mi?

“Hayır bitirmez” diyor ve devam ediyor Demirtaş:
“Bir kere AKP’ye ve Başbakan Tayyip Erdoğan’a güvenimiz yok. Bugüne kadar ne sözler verdiler ama hiç biri tutulmadı. Ayrıca bu yaşanan süreçte AKP ve Başbakan hep karnından konuşuyor, yalan söylüyor. Bu şekilde bir yere varılamaz. Bu kriz ancak ciddi bir anayasal değişiklik konusunda adım atmakla çözülür. Bunun için oturup konuşuruz, belirli bir mutabakata varırız ve bu mutabakatı da kamuoyuyla paylaşırız. AKP bu noktaya, bütün siyasi partilerle uzlaşma noktasına gelirse ancak o zaman aşılabilir sorun. Ama ne yazik ki AKP şu anda o noktada değil. Bir kere AKP hissetmelidir ki her şeye muktedir değildir. Önce bunu hissetmeli ve tutumunu buna göre yeniden gözden geçirmelidir...”

AKP ve Başbakan Erdoğan bu yönde adım atar mı?
Şu anki tutumu bu konuda pek umut vermiyor.

DİĞER YENİ YAZILAR