Demirel: Sadece laiklik değil hukuk devleti de yaralı...

Haberin Devamı

Telefon ve ortam dinlemeleri Türkiye’yi uzunca bir süredir meşgul ediyor. Sert siyasi tartışmalara, Ergenekon başta olmak üzere kritik davalara konu oluyor dinleme kayıtları.

Bugün Türkiye’de yaygın bir dinleme ve izleme olduğuna şüphe yok. Ama bu dinlemeleri kim yapıyor? Hangi dinleme yasaya, hukuka uygun, hangisi değil? Bu soruların yanıtı net değil.

Çünkü dinlemeyi kimin, nasıl yapacağı yasalarla belirlenmiş. Dinleme kayıtlarının ne yapılacağı, hangi amaçlar için nasıl kullanılacağı da.

Fakat yasadaki açık hükümlere rağmen sık aralıklarla kamuoyunun yakından tanıdığı şahsiyetlerin telefon konuşmaları veya sohbetleri internette, gazete sayfalarında yayınlanabiliyor. Son örnek 28 Şubat döneminin Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ile ilgili dinleme kaydı. Bu kayıtta 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile eski Başbakanlar Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz’la ilgili önemli iddialar var.

Dün 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Türkiye’nin güncel tartışma konuları ve sorunları üzerine uzun bir söyleşi yaptık. Bu olayı, yani Karadayı’ya ait olduğu iddia edilen konuşmaları da sorduk Demirel’e. Karadayı “Demirel ne dersem onu yapardı” demiş...

Ama Demirel “Karadayı kaseti” ni duyunca sorunun tamamlanmasına bile izin vermeden araya girip yanıtladı:

“Sayın Karadayı bana telefon etti, ben öyle şeyler söylemedim dedi. Mesele bitti benim için. Bakın ben bir şey söyleyeyim size; bunlar safsatadır. Aslına bakarsanız doğruluğu ispatlansa ne olacak ki? Varsayalım ki demiş, ne olacak? Kimin ne işine yarayacak? Ne zaman demiş? 10 sene evvel. Bunlar boş...”

Demirel’in telefon ve ortam dinlemeleri konusunda kendi açısından hiçbir sıkıntısı yok. “Ben geçmişte çok dinlendim” diyor.

12 Eylül döneminden örnek veriyor ve Hamzakoy ve Zincirbozan’da tutulduğu günlerde de daha sonra evinde yasaklı olduğu dönemlerde de kendisinin dinlendiğini anlatıyor ve ekliyor:

“Ben dinlendiğimi biliyordum. Ondan da hiç gocunmam, bir yerde bu işime de geliyordu o dönemde, onlara (kendisini dinlettiren askeri idareye) oradan mesaj veriyordum...”

Kendisinin dinlettirilmesinden şikayeti yok Demirel’in ama uygulamaya, topluma yayılan dinlenme korkusuna isyan ediyor: “Bugün Türkiye’de 50 milyon cep telefonu var ama maalesef bu boşa gitmiştir. Çünkü insanlar cep telefonu ile dahi konuşmaktan korkar hale gelmişlerdir. Telefon, cep telefonu medeniyetin en önemli vasıtalarından biridir ve bunu da ben getirdim Türkiye’ye. Yani benim başında bulunduğum hükümet getirdi 1991 senesinde. Yani böylesine medeni bir vasıtayı dahi kullanırken insanlar, ’artık ben bunu kullanmıyorum. Çünkü acaba dinliyorlar mı?’diye bir endişeye kapılıyorlarsa, insanların mahremiyetine girilip de bir takım mahrem bilgiler bu hadise ile, yani suç veya suç örgütü iddiasıyla alakası olmayan birtakım mahrem bilgiler teşhir ediliyorsa bunun adına hukuk devleti denmez. Yani bugün Türkiye’de sadece laik devlet değil, hukuk devleti de yaralıdır.”

Demirel’in Türkiye’nin bugünü ve geleceği ile ilgili çok önemli tesbit ve değerlendirmeleri var. Yarın devam edeceğiz...

DİĞER YENİ YAZILAR