Cumhuriyet resepsiyonları...

Haberin Devamı

Resepsiyon geleneğini, cumhuriyet balosu geleneğini Mustafa Kemal Atatürk başlatmıştı. İlk yılından itibaren cumhuriyet görkemli törenlerle, balolarla kutlanmaya başlamıştı.

Türkiye’yi çağdaş Batı uygarlığına entegre etmek, devrimleri kökleştirip yaygınlaştırmak kolay olmadı. Resepsiyon ve balo geleneğini yerleştirmek de öyle. İlk yıllarda Atatürk’ün Orman Çiftliği’nde ve Çankaya’da verdiği resepsiyonlar da Başkent’in erkek yönetici ve mebuslarının buluşmasından öte gidemedi. Ama Atatürk kararlılıkla “medeni toplumlarda olduğu gibi kadın erkek birlikteliğini sağlamaya” çalıştı.

Toplumun kılık kıyafetinden, yaşam tarzına kadar çağdaşlaşma yönünde kararlılıkla ilerledi Atatürk. Bu girişimleri, Şevket Süreyya Aydemir, önemli eseri “Tek Adam”ın üçüncü cildinde ayrıntılarıyla anlatıyor.

“Kadının toplum hayatına açıldığı gelişmeler kolay olmadı” diyor Aydemir ve ilginç bir balo örneği aktarıyor:

“Balo Orman Çiftliği’ndeki istasyon binasında verilecekti. Gazi, davetlilerini trenle götürür. Misafirlerini, trende kompartmanları dolaşarak selamlar.

Ama galiba hepsi hepsi üç kadın vardır: Yakup Kadri’nin, Falih Rıfkı’nın ve Ruşen Eşref’in hanımları... Gazi onların kompartmanına gelince, Leman Yakup Kadri hemen atılır:

- Paşam, bu inkılabın kurbanları yalnız biz miyiz? Hani yaver beylerin, mebus beylerin, vekil beylerin hanımları?”

O gün yoklardı ama sonraki 29 Ekim’lerde Ankara’da Gazi’nin, il ve ilçelerde mülki erkanın verdiği cumhuriyet resepsiyonlarına katılım hep kadınlı erkekli oldu...

Atatürk’ün çağdaş sosyal yaşam, kılık kıyafet ve kadın erkek eşitliği konusundaki çetin mücadelesini, girişimlerini anlatırken yaptığı çeşitli konuşmalardan ilginç örnekler de veriyor Şevket Süreyya Aydemir:

“Efendiler! Milletimizin hedefi, milletimizin mefkuresi, bütün cihanda tam manasıyla medeni bir toplum olmaktır...

Medeniyet yolunda muvaffakıyet, yenileşmeye bağlıdır. İçtimai hayatta, iktisadi hayatta, ilmi ve fen sahasında tek tekamül ve terakki yolu budur...

Medeniyim diyen Türkiye Cumhuriyeti halkı, fikriyle, aile hayatıyla, yaşayış tarzıyla medeni olduğunu göstermek zorundadır. Medeniyim diyen Türkiye halkı, dış görünüşüyle de baştan aşağı medeni insanlar olduğunu göstermek zorundadır...”

Evet Atatürk 80 yıl önce, o zor şartlar altında bunları başarıyor. Türkiye’ye çağdaş uygarlık yolunun önünü açıyor.

Ve Atatürk’ün başlattığı, balo resepsiyon geleneği 84 yıldan beri devam ediyor. 84 yıldan beri cumhurbaşkanları Çankaya Köşkü’nde cumhuriyet resepsiyonları veriyor.

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de bu geleneği devam ettirdi ama değiştirerek. Devlet erkanına dün öğle saatlerinde “eşsiz”, sadece kendileri devlet erkanına dahil oldukları için katılanlar dışında kadınsız bir resepsiyon, diğer erkana ise bugün akşam eşli resepsiyon düzenledi.

Gül’ün dün yaptığı, Atatürk’ün 85 yıl önce söyledikleri ile taban tabana zıt.

Tıpkı 84 yıl önce Atatürk’ün Orman Çiftliği’nde verdiği davette olduğu gibi Gül’ün dünkü davetinde de ne kendi eşi Hayrünnisa Hanımefendi vardı ne de “yaver beylerin, kumandanların, mebus ve vekil beylerin” eşleri...

Neden? Atatürk’e karşı olduğu, Atatürk ilke ve inkılaplarını içine sindiremediği için mi? Değil...

Türkiye’nin yıllardan beri çözemediği bir sorun yüzünden. Geleneksel başörtüsünün “siyasal İslam’ın simgesi”ne dönüştürülmesi yüzünden.

Dünkü resepsiyon “eşli” verilseydi askerler protesto edip Çankaya Köşkü’ne çıkmayacaklardı.

Bu tatsızlığın önüne geçebilmek için Gül’ün bulduğu formül bu. Devlet Erkanı’nın karşısına Hayrünnisa Hanım’ı çıkarmıyor ve eşsiz davet veriyor. Bugün iş ve sanat dünyasına vereceği davet ise eşli olacak. Türban da cumhuriyet resepsiyonunda yerini alacak...

DİĞER YENİ YAZILAR