Çözüm sanıldığı kadar kolay değil...

Haberin Devamı

AKP beş yılı aşkın süredir iktidarda. Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı da beşinci yılını doldurmak üzere.

Bu iktidarın başından beri türban konusunda hassasiyeti var. İktidara geldiği 2002 seçimleri öncesinde meydanlarda seçmene türban sorununu çözeceğiz vaadi var. Ama sorun bugüne kadar çözülemedi. Çünkü sorun sanıldığı kadar basit, çözümü kolay değil. Gerilim, hatta kriz çıkarma riski çok yüksek. AKP bugüne kadar birkaç kez hamle yaptı ama her seferinde de toplumsal ve kurumsal uzlaşmanın yetersizliğini görüp geri adım attı.

İlk defa bu kez Başbakan Erdoğan kararlı gözüküyor. Son bir kaç günkü açıklamalarında, “simge veya sembol de deseniz türbanı üniversitelerde serbest bırakacağız” demeye getiriyor Erdoğan.

Yani anayasa değişecek, yasak kalkacak...

Bu yasağın kalkmasını MHP de öteden beri istiyor. Bahçeli de tıpkı Erdoğan gibi “yasak kalksın ama gerilimsiz, çatışmasız bu sorun çözülsün” istiyor. Bahçeli ile Erdoğan arasındaki tek görüş farkı şu: Erdoğan simge de olsa serbest kalmalı görüşünde. Bahçeli ise, daha temkinli. Laiklik hassasiyeti nedeniyle siyasal simge olarak kullanılmasına izin verilmemesini istiyor.

Bahçeli ayrıca AKP’nin türban sorununu çözme konusundaki girişimlerinin samimi olmadığını, bu konuyu siyaset malzemesi yaptığını düşünüyor.

O nedenle de dün bu konuda atağa geçti MHP. AKP’ye bir anayasa değişikliği formülü önererek “samimi iseniz gelin bu değişikliği yapalım ve türban sorununu ülke gündeminden çıkaralım” dedi.

MHP’nin çözüm formülü son derece basit. Anayasa’nın “kanun önünde eşitlik” ilkesini düzenleyen 10. maddesine “her türlü kamu hizmetinin sunulmasında ve bunlardan yararlanılmasında” hükmünün eklenmesini öngörüyor. Yani bütün vatandaşlar her türlü kamu hizmetinden eşit olarak yararlanabilecekler, dolayısıyla yükseköğretim de bir kamu hizmeti olduğuna göre türbanlı öğrenciler de bu hizmetten eşit olarak yararlanabilecekler.

Fakat yasağın dayanağını oluşturan 1989 tarihli Anayasa Mahkemesi kararını bu düzenleme ile yürürlükten kaldırabilmek pek olası gözükmüyor. Çünkü, Anayasa Mahkemesi’nin kararının “kanun önünde eşitlik veya kamu hizmetlerinden eşit biçimde yararlanma” ilkesiyle bağı yok. Anayasa Mahkemesi yasak kararını getirirken doğrudan laiklik ilkesine ve bu ilkenin yer aldığı anayasanın 2. ve 24. maddelerine atıf yapıyor.

Ki zaten AKP’nin anayasa taslağını hazırlayan hukukçulardan Prof. Ergun Özbudun da bu düzenlemenin sorunu çözemeyeceği görüşünde.

Türkiye bu konuyu daha çok tartışır. Siyaset düzeyinde tartışır, sivil toplum kuruluşlarıyla tartışır, hukukçuları ile, üniversiteleri ile tartışır. En önemlisi de devlet kurumları da bu tartışmaya taraf olmaya başlar. Ki dün itibariyle başladı da.

Dün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yazılı bir açıklama yaparak bu yöndeki girişimleri çok sert ifadelerle eleştirdi.

Başsavcı, MHP ve AKP’nin girişimlerini, “Cumhuriyetin laik niteliğinin değiştirilmesi amacına yönelik faaliyet” olarak değerlendiriyor. Yani bir anlamda bu partilerin anayasa suçu işlemekte oldukları kanaatinde.

Formül basit gibi görünse de türban yasağını kaldırabilmek kolay değil. Dün Yargıtay’ın sert tepkisi geldi. Bunu yarın başka kurumlar izleyebilir. Hatta bu konulara müdahil olması hiç istenmeyen kurumların da tepkisi gelebilir...

DİĞER YENİ YAZILAR