Çözüm için bir ileri, iki geri...

Haberin Devamı

BDP’nin Meclis, CHP’nin de yemin boykotuyla başlayan siyasal krizde değişen bir şey yok. Gerilim devam ediyor.
Peki hiç adım atılmıyor mu?

Atılıyor elbette ama bir adım ileri iki adım geri atılıyor. O yüzden de ip giderek geriliyor.

Çözüm konusunda büyük umutlar bağlanan Meclis Başkanı Cemil Çiçek, iyi niyetle çalışıyor, taraflarla görüşüyor. Formül üretiyor, makul olanı göstermeye çalışıyor. Ama Çiçek bu temasları yürütürken bir yandan AKP sözcülerinin karşı tarafta tehdit olarak algılanan açıklamaları, diğer yandan CHP ve BDP’lilerin sert demeçleri gerilimi tırmandırıyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan, AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın, CHP’nin tepkisini çeken 15 günlük süre tehdidini, “dil sürçmesi diyerek” düzeltiyor. Başbakan’ın konuşması devam ederken bu ifade kulislerde, “Acaba çözüm kapısı aralanıyor mu?” umudunu yeşertmeye başlarken sözlerin devamı geliyor, Başbakan muhalefete karşı sert tutumunu değiştirmeyeceğinin işaretini veriyor.
Görülüyor ki, Başbakan Erdoğan’ın tutumunda en ufak bir esneme yok. “Önce yemin edip Meclis’e gelsinler” diyor Başbakan ve ekliyor:

“Çözümün tek yeri var; Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısının altı...”

Doğru ama bunun BDP ve CHP’deki algılanışı çok farklı. Yani, “Önce tükürdüğünüzü yalayın, dayatma ile bize iş yaptıramazsınız” demeye getiriyor diye algılanıyor bu sözler o cephede.

Tekin: Başbakan 2007’deki gibi konuşsa kriz çözülür

Krizde gelinen noktayı dün CHP Genel Başkan yardımcısı Gürsel Tekin’le konuştuk.

Başbakan Erdoğan’ın tutumunu eleştiriyor Tekin:
“Bu konuda şimdilik Meclis Başkanı Cemil Çiçek iyi niyetle çaba sarf ediyor. Ama Sayın Cemil Çiçek’in bu iyi niyetli çabalarının sonuç verebilmesi çok güç. İktidar partisi içinde bu meseleye iyi niyetle yaklaşmaya, çözüme katkı yapmaya çalışan başka isimler de var. Ama şu açık ki; çözüm kapısını aralayabilecek tek otorite var; tek adam yönetimi kuran Başbakan. Dünkü konuşmasında da önceki konuşmalardında da açıkça ortaya çıktı ki Başbakan iyi niyet göstermiyor. En azından şimdilik göstermiyor...”
“İyi niyetle, uzlaşmayla bir çözüm yaklaşımını siz gösteriyor musunuz?” diye sorduğumda şu yanıtı veriyor Tekin:

“Elbette, biz ilk günden itibaren iyi niyetle, uzlaşmayla bir çözüm arzuladığımızı ortaya koyduk. Bizim niyetimiz bağcıyı dövmek değil; üzüm yemek, bu krize çözüm bulmak, bunun için uzlaşmak. Sayın Başbakan öyle mi? Öyle olmadığını sergilediği tavırla ortaya koydu. Sayın Başbakan herhalde CHP’yi test etmeye kalkıyor. Bu büyük yanılgı olur. CHP’yi test etmeye kalkmamasını tavsiye ederim kendisine...”

Ne yapmalı Başbakan?

“Çok basit” diyor Gürsel Tekin:
“2005’te 2007’de bazı yargı kararları konusunda, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararları konusunda ne demişse bugün de aynı şeyleri söylesin. Ne diyordu o zaman? ‘Hiçbir güç millet iradesinin üstünde olamaz’ diyordu. Şimdi de tutuklu milletvekilleri konusunda aynı şeyleri söylesin yeter. Milli iradenin, milletin seçtiği vekillerin parlamentoya girebilmesinin yolunu açsın....”

CHP’nin öteden beri beklentisi, isteği bu. Başbakan Erdoğan’ın yapacağı iki satırlık bir açıklama.
Ama Başbakan o açıklamayı yapmamakta kararlı gözüküyor. Önce CHP’nin adım atmasını, yemin etmesini bekliyor. CHP de aksini.

Bu inatlaşma acaba ne kadar devam edecek?

DİĞER YENİ YAZILAR