İç siyasetteki yüksek gerilim, sert çekişme ve kavgalar, terör olayları ve Suriye’deki gelişmeler uzunca bir süredir ülke gündeminin hep ön sırasını işgal ediyor.
Peki hemen bütün siyasi partilerin, bütün sivil toplum örgütlerinin ve toplumun büyük kısmının ortak talebi olan yeni anayasa gündemde nasıl bir yer işgal ediyor?
Ne yazık ki bu gerilimli siyasi ortam içerisinde yeni anayasa konusu gündemin alt sıralarında kalmaya mahkum.
Hatta öyle ki yeni anayasa yapılacağına olan inanç da günden güne zayıflıyor.
Yeni anayasa yapılması gereğinin en hararetli savunucusu olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bile gündemi şu aralar bu konudan oldukça uzak.
Şu anda yeni anayasa konusu belki de sadece Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in birinci gündemi...
Çiçek, her şeye rağmen, her türlü zorluğa, engelleme ve sabotaj girişimlerine karşın yeni anayasa girişimini canlı tutmaya gayret ediyor. Siyasi partiler arasındaki çok sert kavga ve gerilimlere karşı Anayasa Uzlaşma Komisyonunu’nu, dışardaki kavgadan steril, iklimi ılıman tutmaya çalışıyor.
Ama işi çok zor...
Çünkü siyasi gerilim ister istemez Komisyon’u, Komisyon çalışmalarını da etkiliyor.
Bazı BDP milletvekillerinin terör örgütünün silahlı elemanlarıyla çektirdiği fotoğraf karesi siyasi gerilimi çok daha ileri bir noktaya taşımış durumda.
Şu anda tartışma 90’lı yılları anımsatır bir eksende, BDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması ekseninde yürüyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan başta olmak üzere bu konuda iktidar partisinden çok sert, çok keskin açıklamalar var.
Başbakan Erdoğan, BDP’li vekillere dağın yolunu gösterirken Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu daha da sert. “Bunlar artık iyice azıttı” diyen Kuzu, yeni anayasa için de artık “BDP’siz yola devam” önerisinde.
Yani mutabakat anlayışı da Uzlaşma Komisyonu da çatırdıyor.
Bu gelişmeleri, son bir yıldan beri adeta yeni anayasa ile yatıp, yeni anasaya ile kalkan Meclis Başkanı Cemil Çiçek’le konuştuk.
Umutsuz değil Cemil Çiçek, ama tartışmaların geldiği noktadan da bir hayli rahatsız. “Maalesef her sabah yeni bir sorun, yeni bir tartışma ile güne başlıyoruz. Ve bunların hiçbirini de neticelendiremeden yenilerine başlıyoruz” diyor.
Peki bu ortamda Uzlaşma Komisyonu görevini yapmaya devam edebilecek mi?
Şu yanıtı veriyor Çiçek:
“Her şeye rağmen Komisyon biraz daha sükunet içinde yola devam edebiliyor. Dışardaki tartışmayı o masaya, yeni anayasa çalışma masasına getirmemeye bütün parti temsilcileri şimdilik özen gösteriyor. Bu işi olabildiğince götürmeye çalışıyoruz...”
Acaba Çiçek bir yıl önce olduğu kadar umutlu mu uzlaşma ile yeni anayasa yapma çalışmasından?
Soruyu yanıtlarken “Mecburiyetimiz var” diye söze başlıyor Çiçek ve şöyle devam ediyor:
“Yeni anayasa ihtiyacı umut değil, realite. Bu konuda bir birbuçuk sene önce toplumsal talep vardı. Şimdi ise mecburiyet var. Bu masa (Anayasa Uzlaşma Komisyonu) etrafındaki dört siyasi parti ne yapıp edip mevcut anayasayı değiştirmek, sivil, demokratik, çağdaş bir anayasa yapmak durumunda. Toplumun, sivil toplum örgütlerinin de bu talebi canlı tutması lazım. Bu çalışmaları takip etmesi, gözetlemesi lazım, sivil toplum örgütlerinin ve toplumun. İşi savsaklayanı da cezalandırması lazım.”
Yeni anayasanın neden mecburiyet haline geldiğiniz de şu şekilde özetliyor Meclis Başkanı:
“Bakın şimdi bu mevcut anayasayı yapanları yargılıyoruz biz. Ama bu yargılamayı da o anayasadan yetki alarak yapmaya çalışıyoruz. Bu izahı mümkün olmayan bir garabettir. Onun için yeni anayasa mecburiyettir. İkincisi, daha fazla demakratikleşme, sivilleşme diyorsak günümüz Türkiye’sinin daha iyi yönetilmesini istiyorsak yine yeni anayasa mecburiyeti var...”
Mecburiyet var ama siyasi gerilimin bu denli yükseldiği bir ortamda partiler arası uzlaşma nasıl sağlanacak?
Umut gerilimin düşmesi. Ama o da kolay olmayacak gibi...
Çiçek: Yeni anayasa neden mecburiyet?
Haberin Devamı