CHP'de sular durulmuyor. Yerel seçimlerin çok öncesinde başlayan iç kanşıklık ve "Deniz Baykal'ı çekilmeye zorlama" harekâtı parti içi gerilimi giderek yükseltiyor. Muhalefet olağanüstü kurultay için var gücüyle bastırıyor, Deniz Baykal ve Genel Merkez Yönetimi ise suların durulmasını, muhalefetin gerçek gücünün ortaya çıkmasını bekliyor.
Meclis grubundaki bölünme, deklarasyoncuların sayısının 30'u geçmesi, farklı muhalif grupçukların birleşme yönünde ciddi adımlar atmaları ve ortak basın toplantısı yapacaklarını açıklamalan parti yönetimini harekete geçirdi.
Dün yapılan haftalık olağan grup toplantısının ardından Genel Başkan Deniz Baykal bugün basına kapalı özel gündemli bir grup toplantısı daha düzenleme kararı aldı. Özel gündem, parti içi gelişmeler, partideki disiplin ihlalleri ve bozulan bütünlüğün yeniden nasıl sağlanabileceği konusu...
Partinin iktidar kanadı da muhalefet kanadı da eteğindeki taşları dökecek...
Muhalif kanadın beklentisi Genel Başkan Baykal'ın yine sert bir konuşma yaparak kendilerini suçlayacağı, bu tür hareketlerin partiyi zayıflatmaktan başka bir işe yaramayacağını söyleyeceği yönünde. "Sert konuşur, suçlamalarda bulunursa biz de kalkar cevap veririz, ortam iyice gerilir" diyorlar.
Dün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Irak ve Filistin konusundaki genel görüşme sırasında bile CHP kulislerinin tüm dikkati kendi iç sorunlarına odaklanmış durumdaydı. Kulis faaliyetleri gün boyu devam etti.
Dün yapacakları basın toplantısını olağanüstü grup toplantısı nedeniyle yarına erteleyen muhalifler, şimdi Deniz Baykal'ın kurultay taleplerine ne yanıt vereceğini, kendilerine karşı nasıl bir strateji izleyeceğini çözmeye çalışıyorlar.
Muhalifler, Genel Başkan ve parti yönetiminin çekilmesi, seçimli kurultay toplanması konusundaki ısrarlı tutumu sürdürmeye kararlı. Arzuladıkları çözüm, kurultayı Deniz Baykal'ın toplantıya çağırması, çekileceğini ilan edip, bütün grupların mutabakat sağlayabilecekleri bir isim önermesi...
1999 seçimlerinden sonra uygulanan Altan Öymen formülü gibi...
Ancak bu tür formüllerin çözüm olmayacağını artık herkes görüyor CHP'de. Ve zaten Baykal'ın böyle bir formülü kabul etme ihtimali de yok gibi.
O zaman ne yapacak muhalifler, imza toplayıp olağanüstü kurultayı mı zorlayacaklar?
Bunu yapsalar dahi kurultay tarihini belirleme yetkisi Deniz Baykal'ın elinde. Ki, her ne kadar aksini iddia etseler bile mevcut delege yapısı ile kurultaydan sonuç alabilmeleri de pek kolay gözükmüyor muhaliflerin. Deneyim sahibi olanlar, siyaseti iyi okuyanlar, bunu görüyorlar ve "İmza toplama işinde acele etmeyelim. Sonucu garanti olmayan bir girişim başlatmayalım. Biraz daha gelişmeleri gözleyelim, sağlıklı bir değerlendirme yapıp ondan sonra harekete geçelim" diyorlar.
Muhaliflerin yarından itibaren nasıl bir yol izleyeceğini büyük ölçüde Baykal'ın bugünkü kapalı grup toplantısında yapacağı konuşma ve tutumu belirleyecek.
Muhtemelen yarın düzenleyecekleri ortak basın toplantısında ne yapacaklarını açıklayacaklar.
Bütün muhalif grupçuklar kendi aralarında uzlaşma görüntüsü vermeye özen gösteriyorlar şimdilik. Ancak yarın acaba kurultay toplansa, genel başkanlık seçimi gündeme gelse bu uzlaşma görüntüsünü koruyabilecekler mi?
Kuşkulu. Çünkü aslan sosyal demokratların çoğunun gönlünde genel başkanlık yatıyor...
CHP'de kritik toplantı...
CHP'de sular durulmuyor. Yerel seçimlerin çok öncesinde başlayan iç kanşıklık ve "Deniz Baykal'ı çekilmeye zorlama" harekâtı parti içi gerilimi giderek yükseltiyor
Haberin Devamı