CHP’ye “tükürük yalatma” cezası mı?

Haberin Devamı

2011 seçimlerinin yapılıp yeni Meclis’in oluşmasının üzerinden yaklaşık 11 ay geçti. Bu 11 ay boyunca tutuklu milletvekilleri sorunu ülkenin ve siyasetin önemli gündem maddelerinden biri olmaya devam ediyor.

Bu önemli hukuksal ve yargısal sorun uzun süredir siyasetin en önemli tartışma malzemesi.

Aslında geçmiş örneklere bakıldığında çözüm çok basit: İlgili mahkemenin vermesi gereken tutuksuz yargılama kararı...

Demokrasiye, Türkiye’nin geçmiş deneyimlerine, 50’li yıllardan bu yana zaman zaman yaşanan böyle bir sorunda, evrensel hukuka uygun düşen uygulama tutuklu 8 milletvekilinin 2011 yılı Haziran ayında serbest bırakılmasıydı. Örneğin en son 2007 seçimleri sonrasında PKK davasından tutuklu yargılanan Sabahat Tuncel’in seçilir seçilmez serbest bırakılmıştı.

Fakat bu defa öyle olmadı. İlgili özel yetkili mahkemeler sözbirliği etmişçesine direndi. Bütün tartışmalara kulağını tıkadı yargıçlar. Evrensel hukuk ilkeleri, ileri demokrasi standartları da anlam ifade etmedi.

CHP ve BDP direniş, boykot yöntemleriyle AKP’yi harekete geçirmeye çalıştılar ama o da sonuç vermedi.

CHP, AKP ile bu konuda bir protokol yaparak yemin boykotundan vazgeçmişti; bekliyordu ki hükümetin de girişimleriyle bu konu en kısa zamanda çözülecek.

Ama çözülemedi. Çözülebilme olasılığı da yok.

AKP sözcüsü Hüseyin Çelik, önceki gün akşam saatlerinde partisinin MYK toplantısında bu konuda alınan kararı, milletvekillerinin serbest bırakılması için yapılacak yasa değişikliğinin sakınca doğurabileceğini, ayrıca anayasaya da aykırı olacağını açıkladı.

Aslında AKP başından itibaren bu meselenin çözümüne, milletvekillerinin serbest bırakılmasına karşı. Aslında sözkonusu isimlerin aday yapılmasına da büyük tepki göstermişti Başbakan Erdoğan; bu durumu “Silivri’den tünel kazma” olarak nitelemişti.

CHP’nin yemin boykutu sırasında çok önemli bir iddiası daha olmuştu Başbakan Erdoğan’ın. “Göreceksiniz tükürdüklerini yalayacaklar” demişti.

Yani CHP’nin direnişi bırakıp “tıpış tıpış gelip” yemin edeceğini söylemişti. Oysa CHP’liler “AKP ile protokol yaptık bu sorun çözülecek” diye beklentiyi sıcak tutmaya çalışıyordu.

AKP “öneri getirin” dedi CHP’ye ama getirilen her öneriyi de bir kulp bulup reddetti.

Önce dendi ki, “Eğer bu milletvekillerini serbest bıraktıracak bir yasal düzenleme yapılırsa maazallah Murat Karayılan da (PKK’nın Kandil Dağı’ndaki liderlerinden biri) aday olup gelir Meclis’te aramıza oturabilir...”

Bu tehditle susturuldu muhalefet...

Ardından başka öneriler de geldi hepsi reddedildi.

Son haftalarda ne olduysa konu yeniden sıcaklaştı. AKP muhalefete göz kırptı, Meclis Başkanı Cemil Çiçek devreye girdi, uzlaşma sağlandı. Bulunan formül iktidar partisine iki hafta önce sunuldu.

Cevap: Olmaz... Sakıncaları var, ayrıca Anayasa’ya da aykırı...

AKP, Başbakan Erdoğan’ın 11 ay önce söylediği gibi CHP’ye ceza çektiriyor, “tükürdüklerini yalatıyor”...

Çözüm özel yetkili mahkeme yargıçlarının insafında...

Aslında Ankara’nın, iktidarın estirdiği hakim rüzgar yön değiştirirse hiç kuşku yok ki yargıçların bu konudaki tutumları da değişir ve tutuklu milletvekilleri bir iki hafta içinde serbest kalıp Meclis çalışmalarına katılabilir.

Bunun da örneği yakın zamanda yaşandı.

Deniz Feneri davasında öyle olmadı mı?

Oldu. Ama acaba tutuklu vekiller konusunda da rüzgarın yönü değişecek mi?

DİĞER YENİ YAZILAR