CHP sine-i millete dönecek mi?

“Sine-i Millete Dönmek” Türk siyasetinin öteden beri çok önemli bir jargonu olageldi

Haberin Devamı

“Sine-i Millete Dönmek” Türk siyasetinin öteden beri çok önemli bir jargonu olageldi. İktidara yönelik olarak ciddi bir tehdidi de içeren bu söz, çok partili dönemde zaman zaman kullanılmıştır. Muhalefet partisi iktidarı sine-i millete dönmekle, yani Meclis’i terk etmekle, tüm milletvekilleriyle birlikte Meclis’i boşaltıp, orada iktidarı kaderiyle baş başa bırakmakla tehdit etmişlerdir. Ama ne iktidarlar bu tehdidi ciddiye almışlar ne de bu tehdidi savuranlar gereğini yerine getirebilmişlerdir.

Hayata geçirilen tek somut örnek var sine-i millet konusunda.

Yine tartışmalı bir cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde yaşandı bu örnek. Bugünkü duruma benzer bir biçimde 1989 yılında ANAP lideri olan rahmetli Turgut Özal muhalefetin tüm karşı çıkışlarına rağmen aday olup Köşk’e çıkmaya karar verdiğinde yine tıpkı bugün olduğu gibi sine-i millet tartışmaları başlamıştı. O zamanki muhalefet partileri Erdal İnönü’nün SHP’si ve Süleyman Demirel’in DYP’si Özal’ı sine-i millete dönmekle tehdit etmişlerdi. Özal bunlara hiç aldırmadı ve çok tartışmalı biçimde Meclis çoğunluğuna sahip partisi ANAP’ın oyları ile Çankaya’ya çıktı.

Ne DYP, ne de SHP sine-i millete dönemedi, tehdit lafta kaldı. Ama bunu lafta bırakmayan tek isim vardı: DYP Hatay Milletvekili Murat Sökmenoğlu...

Murat Sökmenoğlu, Özal’ın adaylığını ve partisinin sine-i millet sözünü tutmamış olmasını protesto ederek, 31 Ekim 1989 günü sinesinden çıktığına inandığı milletinin arasına döndü. Dönüş o dönüş, Sökmenoğlu’nun sine-i milletten çıkıp tekrar Meclis’e dönebilmesi 10 yıllık bir mücadeleyi gerektirdi. Partisinden ayrılıp MHP saflarına geçtikten sonra 1999 seçimlerinde yeniden Meclis’e dönebildi Sökmenoğlu...

Evet, sine-i millet silahı kuşkusuz etkili ama çok da tehlikeli, geri tepme riski olan bir silah.

Bazı çevrelerce Tayyip Erdoğan’ın Çankaya yolunu kesmenin tek pratik çözümü olarak görülen sine-i millet formülü, bir yılı aşkın süreden beri siyasi kulislerde konuşuluyor. CHP’nin sine-i millete dönmesi önerileri yapılıyor.

CHP de bu öneriyi kategorik olarak reddetmiş değil. Hatta Deniz Baykal da partisinin grup toplantısında “Tayyip Erdoğan’ın uzlaşmaya yanaşmaması, erken seçim kararı almaması halinde sine-i millete dönebileceklerini” söylemişti.

Fakat aradan geçen süre içerisinde bu yönde bir hazırlığı görülmedi CHP’nin.

Zaten Baykal da bu formülün ancak toplumun bu yönde güçlü bir talebi olması halinde sözkonusu olabileceği ön şartını dile getirmişti.

Bugünün sorusu şu: CHP gerçekten sine-i millete dönecek mi?

Pek ihtimal dahilinde gözükmüyor. Ne CHP’de o yönde bir hava var bugün, ne de toplumun CHP’den parlamentoyu boşaltın diye güçlü bir talebi...

Ancak yarın koşullar değişmeye başlar, tüm etkili sivil toplum örgütlerinden, sendikalardan, meslek örgütlerinden, oda ve borsalardan bu yönde güçlü bir talep yükselirse belki...

Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda toplumda büyük bir gerilim doğar, bir yanda işçi sendikaları, esnaf odaları, diğer yandan Odalar Birliği ve TÜSİAD gibi iş dünyasının etkili örgütleri açıkça bunu talep ederse CHP sine-i millete döner.

Ki o şartlarda belki ona bile gerek kalmadan AKP teslim olup uzlaşmaya razı olur...

DİĞER YENİ YAZILAR