CHP 'hesaplaşma' kurultayına gidiyor...

Haberin Devamı

Siyasette en etkili ikna yöntemi olamayacakları görmekten, göstermekten geçiyor. CHP’de bir süredir yaşanmakta olan iç çekişmeler sırasında da nelerin olamayacağı açık ve net biçimde görüldü. Bu işin tek çıkış yolunun olağanüstü kurultay yapmak olduğu gerçeği artık yönetim tarafından da kabullenilmiş durumda.

Çünkü parti içinde ortaya çıkan ayrışmalar ve Parti Meclis’inin mevcut yapısı ile değil sağlıklı bir seçim ortamına hazırlanabilmek, başarılı bir seçim süreci geçirebilmek, partiyi yönetebilmek bile son derece güç.

Özellikle son günlerde icat edilen, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun “Yok öyle bir şey” demesine karşın parti içinde tartışılmaya devam eden ittifak tartışmaları da gösterdi ki CHP bugün itibariyle yönetilemiyor, adeta savruluyor. Kılıçdaroğlu ekibine muhalif tutum alan Parti Meclisi üyeleri, partinin eski yöneticileri ve bazı il başkanları parti içinde müthiş bir kafa karışıklığı yaratmış durumda.

Televizyon tartışmalarında sıkça boy gösteren CHP’nin “yetkisiz” yetkilileri, PM üyeleri, eski yöneticileri mevcut yönetime veryansın ediyorlar. Partinin tam bir fetret devrine girdiği, kargaşa yaşadığı görüntüsü sergiliyorlar.

Hatta öyle ki önceki gün CNN Türk’teki CHP tartışmasına Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin telefonla bağlanmak zorunluluğu hissediyor. Ahmet Hakan’ın “Tarafsız Bölge” programının konuğu olan PM üyesi Korkmaz Karaca ile tatsız bir tartışma yaşıyor Gürsel Tekin.

Bugüne kadar hiçbir partide yaşanmamış trajikomik gelişmeler oluyor CHP’de.

Ve bu durumun sürdürülebilir olmadığını başından itibaren gören Kemal Kılıçdaroğlu başlangıçta “hayır” dediği olağanüstü kurultay talepleri için şimdi bizzat kendisi düğmeye basma noktasına geliyor.

Kılıçdaroğlu muhtemelen 3 Aralık’ta tüzük gereği kaçınılmaz olarak toplanacak olan Parti Meclisi öncesinde olağanüstü kurultayın tarihini ilan edecek. Kulislerdeki beklenti olağanüstü kurultay tarihinin 18 - 19 Aralık günleri olacağı yönünde.

Görünürde tüzük için yapılacak olan bu kurultay aslında CHP’deki taraflar için tam bir hesaplaşma kurultayı olacak.
Önder Sav ve ekibi, kendilerine karşı “nankörlük” ettiğini düşündükleri Kılıçdaroğlu - Gürsel Tekin ikilisi ile hesaplaşmak isteyecek. Deniz Baykal ve arkadaşları da Önder Sav ve ekibinden Mayıs ayındaki kurultayda kendilerine attığı kazığın intikamını almaya çalışacak.

Bir başka şey daha olacak bu kurultayda. Muhtemelen kimse Kılıçdaroğlu’na karşı aday çıkmayacak, çıkarmayacak. Ama öte yandan hem Önder Sav ekibi, hem de Deniz Baykal kanadı Kılıçdaroğlu’nu parti içinde yalnızlaştırmaya, etrafını kuşatarak esir tutmaya çalışacaklar.

Parti Meclisi’nde çoğunluğu ele geçirebilmek için büyük savaş yaşanacak. Bu çerçevede hiç umulmadık ittifakların gündeme gelmesi bile sürpriz sayılmamalı. Örneğin Baykal ekibi ile Önder Sav’ın uzlaşması gibi...

Özetle CHP’nin asıl sahibi olduklarını düşünenler Kılıçdaroğlu’na partide tek başına iktidarı vermemek için her yolu deneyecekler.

Acaba Kılıçdaroğlu ne yapacak?

Kılıcını çekip “ya hep ya hiç” mi diyecek? Yoksa Deniz Baykal ile uzlaşıp dengeli bir koalisyonu mu tercih edecek?
Yeni CHP, daha fazla demokrasiden yana, daha özgürlükçü program ve politik stratejiyi, dönüşüm sürecini seçim sonrasına mı erteleyecek?

Kurultayın havasına bağlı...

DİĞER YENİ YAZILAR