CHP’de neden olağanüstü kurultay isteniyor?

Haberin Devamı

CHP’de her seçim başarısızlığının ardından olağanüstü kurultay kavgası çıkması kimse için sürpriz değil. Öteden beri böyle olmuş, şimdi de böyle devam ediyor.
Tıpkı 1980 ve 90’lı yıllarda rahmetli Erdal İnönü liderliğindeki SHP’de ve sonra da Deniz Baykal liderliğindeki CHP’de olduğu gibi.

Bu kez de 12 Haziran seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi arzulanan seçim başarısını gösteremediği için olağanüstü kurultay çağrısı yapılıyor.

Olağanüstü kurultay girişimine öncülük eden iki isim, iki kanat var: Eski Genel Başkan Deniz Baykal ve arkadaşları ile eski Genel Sekreter Önder Sav ve arkadaşları.
Yani CHP’nin eski sahipleri...

Baykal-Sav ikilisi, Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan seçildiği Mayıs 2010 kurultayında yaşananlar nedeniyle düne kadar değil ortak hareket etmek, birbirlerinin yüzüne dahi bakamayacak durumdaydılar.

Ama şimdi aynı safta birleşmiş gözüküyorlar.
“İnadına kurultay” diye bastırıyor CHP’de parti içi muhalefet. Tıpkı bir zamanların “İnadına sol, inadına Baykal” sloganlarında olduğu gibi...

Niye bu ısrar?

Seçim sonuçlarının sağlıklı bir değerlendirmesinin, hesaplaşmasının yapılması için mi? Yani, “Nerede hata yapıldı, neler eksik veya yanlış yapıldı?” sorusuna serinkanlı, ortak bir yanıt bulmak için mi? Bu yanıtı bulup, daha sağlıklı bir yapı ile kenetlenip sonraki seçimde başarıyı yakalayabilmek için mi?

Tabii ki hayır. SHP’den CHP’ye bugüne kadar yapılan hiçbir olağanüstü kurultay bu amaca dönük olmadı. Bu kez de olağanüstü kurultay girişimlerinin gerisinde partinin sağlığının, doğrultu tutarlılığının, yönetim kadrolarının yeterliliğinin sorgulanmasının ötesinde başka amaç ve niyetler var.

Baykal ve Sav’ın kontrolündeki muhalif hareket, önce Kılıçdaroğlu’nu baskı altına alıp, kolay ve garantili yoldan sonuca gitmek istedi. Kılıçdaroğlu’nu bunaltıp kurultay çağrısı yaptırabileceklerini umdular. Ama Kılıçdaroğlu hiç oralı olmadı, “Bulun 630 imzayı” diyerek rest çekti.

Şimdi imza toplama aşamasındalar.

Toplayabilirler mi?

Muhalif hareketin önde gelen isimlerine bakılırsa, CHP’de aday listelerinin oluşturulmasına ve yüzde 26 oyla alınan seçim başarısızlığına yönelik olarak delegelerde büyük bir tepki varmış. “800 civarında delegenin olurunu aldık, yarından itibaren (bugün) noter onaylı imzaları toplamaya başlayacağız” diyorlar.

Kılıçdaroğlu’nun kurmayları ise bu rakamları pek ciddiye almıyor; “150 - 200 imzayı zor bulurlar” iddiasındalar.
İmza konusunda kimin haklı çıkacağı ayrı mesele. Fakat bu kavga, bu ısrar niye?

Olağan kurultaya bir yıldan kısa bir süre kalmış. Kozlar 2012 yılı Mayıs ayında yapılacak olan olağan kurultayda paylaşılsa ne olur? Bu yönetim o zamana kadar CHP’yi batırır mı?

İşte sorun da tam bu noktada. CHP Mayıs 2012’de olağan kurultaya gidecek. Ama bu arada önümüzdeki sonbahar aylarında ilçe kongreleri sonra da il kongreleri yapılacak, kurultay delegeleri yenilenecek.

Yani şu andaki delegeler Baykal-Sav ikilisinin tayin ettiği isimler, doğal olarak kendilerini seçtiren iradenin seçmenleri. İl ve ilçe kongrelerinden sonra belirlenecek yeni delegeleri ise bugünkü parti iradesi yani Kılıçdaroğlu yönetimi seçtirecek.

O yüzden CHP’nin eski sahipleri açısından partiyi geri alabilmek veya en azından Kılıçdaroğlu’nu etrafını kuşatarak kendilerine mahkum tutabilmek için olağanüstü kurultay son şans.

Delege yapısı değiştikten sonra Kılıçdaroğlu’nun elinden partiyi alabilmelerinin hemen hemen imkansız olduğunu biliyorlar.

Bugünkü mücadelenin asıl nedeni bu.

DİĞER YENİ YAZILAR