Kurultaylar, daha doğrusu olağanüstü kurultaylar partisi diye anılıyor CHP. İktidar olamıyor, seçim kazanamıyor ama sürekli kurultaylarla veya kurultay kavgalarıyla siyaset gündeminde önemli yer işgal ediyor.
Olağan kurultaydan çok olağanüstü kurultay yapan bir siyasi hareket haline geldi CHP. Özellikle 1980 sonrası dönemde önce SODEP ve SHP ardından da CHP çok sayıda olağanüstü kurultay gerçekleştirdi ama bu kurultaylar da sorunu çözemedi.
Şimdi yine ciddi iç sorunlar var ve bu sorunları aşmak için yine olağanüstü kurultaya gidiyor CHP. Fakat, daha kurultay tarihi açıklanır açıklanmaz sorunun bu sefer de çözülemeyeceği ortaya çıktı. Hatta partinin iki numaralı ismi Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap, “Gerekirse, imza veren arkadaşlarımız ısrar ederse, 26 Şubat’tan sonra bir olağanüstü kurultay daha yapılabilir” diyerek bu kavganın 26 Şubat’ta da sonuçlanmayabileceği mesajını verdi.
Bugün CHP’de parti içi muhalefet de iktidar da kurultay istiyor. Yönetim de muhalefet de mevcut tüzüğün değiştirilmesini istiyor. O halde bu kurultaya neden inatlaşmayla, kavga gürültü ortamında gidiliyor?
Zaten garip olan da bu...
CHP’nin tüzüğü olağanüstü kurultayın nasıl toplanabileceğini açık ve net biçimde yazıyor. Tüzüğün 54. maddesine göre 3 şekilde kurultay toplanabiliyor:
1. Parti Meclisi kararı ile,
2. Genel Başkanın çağrısı ile,
3. Delegelerin beşte birinin talebi ile,
Kemal Kılıçdaroğlu, genel başkan seçildiği günden beri tüzüğün anti demokratik olduğunu ve değişmesi gerektiğini, değiştireceğini söylüyordu. Ama nedense bugüne kadar bir tüzük kurultayı yapmadı.
Parti içi muhalefet harekete geçti ve mevcut tüzüğe, siyasi partiler yasasına uygun biçimde 362 delegenin imzası ile olağanüstü kurultay talebini genel merkeze iletti.
Bunun üzerine Genel Başkan Kılıçdaroğlu, bu imzaları bir kenara koyup, “Ben de tüzük kurultayı çağrısı yapıyorum; tarih 26 Şubat 2012” dedi. Normal olarak bu duruma tüzük kurultayı talebi ile imza veren muhalefetin de karşı çıkmaması lazım, ama çıkıyorlar.
Çünkü bu noktada iki tarafın da bir hesabı var: Kurultay gündemi...
İki taraf da, gündemi, yani tüzüğün hangi maddelerinin görüşülüp değiştirileceğini kendisinin belirlemesini istiyor. İki taraf da, anti demokratik bulduğu tüzük hükümlerini kendi anlayışına göre değiştirmek istiyor.
Örneğin, muhalefetin özellikle istediği değişiklik, Parti Meclisi’nin “blok liste” yöntemi ile değil, “çarşaf liste” yöntemiyle seçilmesi.
Yani Genel Başkan’ın etrafını kuşatma, elini kolunu bağlama taktiği...
Genel Başkan da haklı olarak uyumlu çalışabileceği bir ekip oluşturmak istediği için, bu taktiği gündemi kendisi belirleyerek boşa çıkarmak istiyor.
Şimdi genel başkan adaylığını kolaylaştıracak, demokratikleştirecek, milletvekili seçimlerinde ön seçim esasını getirecek bir tüzük değişikliği için 26 Şubat’ta kurultay yapılacak. Ardından eğer imzacı muhalifler ısrarlı olurlarsa ikinci bir tüzük kurultayı daha yapacak CHP...
Peki bu kurultaylar CHP’ye ne kazandıracak?
Kuşkusuz tüzükteki anti demokratik, ayıplı bazı maddelerden kurtulacak CHP. Ama iç hesaplaşması yine bitmeyecek.
Çünkü CHP işin esasına giremiyor. CHP’yi halkın partisine, gerçek anlamda sosyal demokrat bir partiye dönüştürme iddiasıyla yola çıkan Kılıçdaroğlu ve ekibi bugüne kadar bu yolda kayda değer mesafe alamadı.
Dahası, önemli bir seçim başarısı ortaya koyamadı. Belki en önemli nokta bu. CHP’nin bu kadar çok olağanüstü kurultay yapmasının nedeni de bu. Genel seçimlerde beklentileri karşılayamayan, öngörülen başarıyı yakalayamayan genel başkanlar, kurultay zaferleriyle parti içi iktidarlarını sağlama alıyorlar.
CHP’de kavga neden bitmiyor?
Haberin Devamı