Teorik olarak olacak gibi gözüküyor. 26 Şubat günü Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun çağrısı ile tüzük değişikliği gündemi ile olağanüstü kurultay toplanacak, ardından muhaliflerin 362 imza ile sundukları talep doğrultusunda 1 veya 2 Mart günü yine tüzük değişirkliği gündemiyle ikinci olağanüstü kurultay yapılacak.
Şu anda genel merkez yönetimi bunun olacağını söylüyor. Çünkü muhalefetin sunduğu 362 imzalı başvuruyu yok saymak hukuken mümkün değil. Bunun gereği yapılacak. Ama sadece teorik olarak bu mümkün. Pratikte ikinci olağanüstü kurultayın toplanabilmesi mümkün değil; toplantı için gerekli çoğunluk sağlanamaz. Bunu yönetim de biliyor, muhalifler de. Muhaliflerin isyanı da bu yüzden zaten.
Muhalif kanat Kılıçdaroğlu’nun tüzük değişikliklerini kendi isteği, kendi planlaması doğrultusunda Kurultay’a onaylatıp, kendi taleplerini, en başta da Parti Meclisi’nin çarşaf liste yöntemi ile seçilmesi talebini kaynatacağını düşündükleri için itiraz ediyorlar.
Hatta bu nedenle muhalifler işi yargıya götürerek Kılıçdaroğlu’nun çağrısını mahkeme kararıyla geçersiz kılmak dahil her yolu denemeye hazır görünüyor.
Aslında parti içi çatışmanın bu noktaya tırmanması parti yönetimini de rahatsız ediyor. Önder Sav ve arkadaşlarına, Baykal ekibine çok kızıyorlar, “Partiyi ne hale getirdikleri ortada, ama kişisel hırslarından hala vazgeçemiyorlar” diye tepki gösteriyorlar.
Ama öte yandan bu tartışmaların partiyi kamuoyu nezdinde yıprattığını, itibar aşınmasına neden olduğunu da görüyorlar.
Dün konuştuğumuz Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, kurultay tartışmalarının, muhalif kanadın suçlamalarının “hoş olmadığını” söylüyor. Ve şu çağrıyı yapıyor muhaliflere:
“Bu arkadaşlarımız yanlış yapıyor. Parti içinde gerilimi tırmandırıyorlar. Bu arkadaşlarımızın taleplerine kimse karşı çıkmıyor. Onların istedikleri gündemle kurultay toplanabilir. Bu çağrı yapılacak. Ama bence buna gerek bile kalmayabilir. Genel Başkanımızın çağrısı ile toplanacak olan 26 Şubat Kurultayı bu arkadaşlarımızın taleplerini de karşılayacaktır. Tüzük değişikliği için oluşturulacak komisyonlara o arkadaşlarımız da dahil edilebilir. Gelsinler komisyonlarda kendi önerilerini yapsınlar, önergelerini versinler, biz onların önergelerini, verecekleri katkıyı 26 Şubat Kurultayı’nda değerlendirmeye hazırız...”
Erdoğan Toprak’ın çağrısı, söyledikleri önemli. Yani, muhaliflere “Niye kavga ediyoruz? Hepimizin isteği tüzüğün demokratikleşmesi. O zaman gelin bu işi, uzlaşarak, uyum için gerçekleştirelim ve kurultayımız demokrasi şölenine dönüşsün” diyor.
Son derece makul, mantıklı bir çağrı bu.
Ama CHP’de bugün yaşanan bu tartışmaların, kavgaların gerisinde sadece tüzüğün değiştirilmesi mi yatıyor?
Hayır, tüzük değişikliği tartışmaları, CHP’deki iç savaşın sadece görünürdeki gerekçesi.
İç savaşın asıl sebebi, yakın gelecekteki olağan kurultaydan sonra Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibinin CHP’nin yeni mutlak hakimi olacağından kaynaklanıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’deki eski alışkanlıkları “tarihe gömeceğini” açık açık söylüyor. Bu aynı zamanda o alışkanlıkları CHP’ye yerleştiren eski dönemin şöhretli isimlerin de tarihe gömülmesi anlamına geliyor.
O yüzden de eski şöhretler, Kılıçdaroğlu’na bu fırsatı vermemek için her türlü manevrayı deniyorlar. Ama şu anda inisiyatif Kılıçdaroğlu’nun elinde.
CHP’de çifte kurultay olacak mı?
Haberin Devamı