CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın anayasa değişikliği konusundaki uzlaşma çağrısına Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yanıt verip vermeyeceği, yanıt verirse ne diyeceği henüz belli değil.
Ancak bu çağrı AKP kurmayları için sürpriz bir gelişme. AKP’liler Baykal’ın kendileri ile uzlaşma yerine Cumhurbaşkanı’na çağrı yapmasını da yadırgatıcı buluyor.
Baykal’ın bu sürpriz çıkışının AKP’lilerin biraz canını sıktığı da anlaşılıyor.
Çünkü CHP, düne kadar anayasa değişikliği konusunda uzlaşma kapısını baştan itibaren kapalı tutan bir konumdaydı. Bugün ise olumlu sayılabilecek bir
farkla, temel hak ve özgürlüklerle ilgili anayasa değişikliğine kapalı olmadığını, bu konuda her türlü katkıyı yapmaya, her türlü desteği vermeye açık olduğunu söylüyor CHP.
Ama tabii ki koşulsuz değil. Sadece temel hak ve özgürlüklerle ilgili değişikliklere “evet”, yargı ile ilgili düzenlemelere “hayır” diyor.
“Hayır” diyor ama o konuda da bir çıkış yolu bırakıyor AKP’ye: Referanduma götürün, kabul edilirse ne ala...
Peki AKP, Deniz Baykal’ın bu çağrısına, bu önerisine ne diyor?
Dün Başbakan yardımcısı Cemil Çiçek’le konuştuk. Şunları söylüyor Çiçek:
“Sayın Baykal’ın çağrısının muhatabı biz değiliz. Bizim bir değerlendirmede bulunmamız söz konusu olamaz. Çağrının ya da teklifin muhatabı Sayın Cumhurbaşkanı...”
CHP’nin “üç madde paketten ayrılsın” önerisi konusunda söylediklerinin özeti de şu Cemil Çiçek’in:
“Eğer uzlaşma önemseniyorsa, CHP bizim getirdiğimiz düzenlemeyi beğenmeyebilir, eksik fazla bulabilir. O zaman CHP nasıl bir HSYK modeli düşünüyor? Anayasa Mahkemesi konusunda ne diyor? Siyasi partilerin kapatılması konusunda nasıl bir önerisi var onu söylesin onu ortaya koysun. Bunları da tartışalım...”
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ise şunları söylüyor:
“Bizi muhatap almamış, Cumhurbaşkanı’na çağrı yapıyor Sayın Baykal. Ama şimdi akıl var, mantık var. Baykal’ın çağrısına uyup, varsayımlara dayalı bir tutum belirleyebilir mi? Bunu açıklayabilir mi? Hayır, hiç zannetmem. Cumhurbaşkanı önüne gelen somut verilere göre hareket eder. Şu anda önüne gelmiş bir metin var mı? Yok. Baykal bu konuda aklınca taktik manevralar yapıyor...”
Hüseyin Çelik’e, “Sayın Baykal’ın çağrısı bir uzlaşma teklifi olarak ele alınamaz mı? Örneğin siz ‘buyurun, bu teklifi tartışalım bir uzlaşma yolu bulalım’ demez misiniz?” diye sorduğumda şu yanıtı veriyor:
“Nasıl uzlaşacağız. Uzlaşma için biz kapılarına gittik. Taslağımızı sunduğumuzda dosyanın kapağını bile açmayız dediler. Baştan beri uzlaşmaya kapalılar.
Sayın Baykal’ın istediği uzlaşma falan değil. CHP ve Sayın Baykal, kendi istediklerini, kendi siyasetlerini bize dayatmaya çalışıyorlar. Böyle bir önerisi var da niye başından beri bunu getirmiyor. Bugün yaptıkları tamamıyla şark kurnazlığından ibaret. Ama onu kimse yemez...”
Özetle AKP’liler Baykal’ın çağrısını pek de ciddiye almamış gibi gözüküyor. Anayasa Mahkemesi, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve parti kapatmalarıyla ilgili üç maddenin paket dışına alınmasına şiddetle karşı çıkıyorlar.
Baykal’ın “üç madde ayrılıp referanduma sunulsun, diğerlerini Meclis’te kabul edelim, referanduma gitmesin” önerisi, AKP yönetiminde mevcut teklifin “toplumsal dayanaklarını kesme”, referandum şansını zayıflatma girişimi olarak değerlendiriliyor.
Acaba asıl muhatap, Cumhurbaşkanı ne düşünüyor?
Çelik: “Baykal’ın çağrısı Şark kurnazlığı”
Haberin Devamı