Çatışmanın temelinde tanım farkı var...

Haberin Devamı

AKP’nin iktidar olduğu günden beri yüksek yargı ve Türk Silahlı Kuvvetleri, YÖK ve üniversiteler başta olmak üzere temel devlet kurumları ve toplumun bir bölümüyle zaman zaman yaşadığı gerilimlerin temelinde hep laiklik kaygıları oldu.

AKP’ye laiklik ilkesi yönünden hep kuşkuyla ve kaygıyla bakıldı bazı çevrelerce. Başbakan Erdoğan’ın zaman zaman tekrarladığı “Laikliğin teminatı biziz” sözüne nedense hiç güven duyulmadı.

Çünkü AKP ve Erdoğan’ın laiklik tanımı ile sistemin tanımı farklıydı. Fark sadece laiklik tanımı ile sınırlı değildi, irtica tehdidi algılaması da farklı oldu. O yüzden zaman zaman sert tartışmalar yaşandı. Sistemle AKP arasındaki güven uçurumu bir türlü giderilemedi.

Üniversitelerde türban serbestisi ile ilgili anayasa değişikliğinin bardağı taşırmasının gerisinde de bu tanım farklılığı var aslında. AKP’nin laiklik tanımı farklı yüksek yargının başka...

AKP Anayasa Mahkemesi’ne önceki gün sunduğu esas hakkındaki savunmasında bu konuya geniş yer ayırdı:

“Devletin sosyal, hukuki, siyasi ve ekonomik temel düzenlerini Avrupa hukukuna uyarlayarak modernleştirmiş ve laikliğin ikinci ayağı olan din ve vicdan özgürlüğünün alanını genişletmiş bir partinin, laikliği ihlal ettiğini ileri sürmek ancak bir algılama hatasından kaynaklanmış olabilir...

’Bizim laikliğimiz sadece bize özgüdür’sözü, sadece demokrasi karşıtlığını temellendirebilir . Laiklik evrensel bir birikimdir. Türkiye’nin tek özgün tarafı, laiklik prensibinden demokrasi karşıtı yorumlar üretilmesidir. Demokrasiyi imkânsız hale getiren bir laikliği savunmak, kestirmeden azınlık diktasını savunmak demektir

Sonuç olarak, bu davada temel sorun, AK Parti’nin evrensel standartlarla uyumlu demokratik laiklik anlayışının, Başsavcılığın savunduğu bireyi ve toplumu nesneleştirici ve dönüştürücü laiklik anlayışına aykırı görülmesidir...”

İşte son altı yıllık örtülü ve açık gerilimin, çatışmanın temelinde yatan sorun AKP’nin yazılı savunmasında geniş yer ayırdığı bu laiklik tartışması. AKP’nin anlayışı kurumlarda ve toplumun bir bölümünde yerleşik laiklik tanımıyla çelişiyor. Gerilimi, çatışmayı doğuran da, işi kapatma davasına getiren de, bu çelişki, bu tanım farkı.

AKP laiklik tanımı ve anlayışı nedeniyle Başsavcı’ya çok sert eleştiriler yöneltiyor ama Anayasa Mahkemesi’nin geçmişte benimsediği tanımlar da Başsavcı’nınkinden pek farklı değil. Örneğin, geçmişteki türban davalarındaki tanım ve tarifler öyle...

Anayasa Mahkemesi’nde geçmişte hakim olan görüşün, benimsenen laiklik anlayışının bugün değişip değişmeyeceğini bilemeyiz. Ama üniversitelerde türban serbestisiyle ilgili anayasa değişikliğine verilen iptal kararı bu anlayışta bir değişiklik olmadığının işareti olarak yorumlanabilir.

DİĞER YENİ YAZILAR