Çankaya’da Erdoğan Hükümette koalisyon...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 16 Mayıs günü 11. Cumhurbaşkanı olarak hükümete ve partisine veda edip, Çankaya’ya çıkacağı yönündeki belirtiler artık iyice güçlenmiş durumda

Haberin Devamı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 16 Mayıs günü 11. Cumhurbaşkanı olarak hükümete ve partisine veda edip, Çankaya’ya çıkacağı yönündeki belirtiler artık iyice güçlenmiş durumda.

Hem de o kadar güçlü bu yöndeki kanaat, Ankara kulislerinde konuşulanlara bakılırsa, sanki seçim şimdiden olmuş bitmiş, Erdoğan cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmuş gibi. Bundan sonrasının senaryoları konuşuluyor. Erdoğan’ın nasıl bir cumhurbaşkanı olacağı, partisi ile ilişkilerinin nasıl olacağı ve yeni dönemde Türkiye’nin nasıl yönetileceği gibi.

İşte bu tahmin ve senaryolar çerçevesinde son günlerde ortaya atılan ilginç bir “iki anahtar formülü” konuşuluyor Ankara’da.

Formüle göre Türkiye’nin karar mekanizması, yürütme erki iki başlı. Birincisi Cumhurbaşkanlığı makamı, ikincisi hükümet. Yani birinci anahtar cumhurbaşkanlığı, ikinci anahtar başbakanlık.

Çok partili dönemde bu iki anahtar, yani başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı, 1950-60 ve Turgut Özal dönemindeki kısa süre hariç tek partinin elinde olmadı.

Şimdi nasıl olacak? İki anahtar tek partide mi olacak?

Öyle olursa ortalık süt liman, tam bir istikrar dönemi mi yaşanır, yoksa aksine dozu giderek yükselen bir gerilim mi?

İkinci ihtimal daha ağır basıyor ama öyle bir gerilim dönemi yaşanacağına da fazla ihtimal verilmiyor.

Deniyor ki, bugünkü anketlerde her ne kadar AKP açık ara önde gözükse, yine tek başına iktidar izlenimi verilmeye çalışılsa da, 16 Mayıs’tan sonra ülkede çok şey değişir, toplumun siyasal tercihlerinde de ciddi kırılmalar meydana gelebilir.

Yani genel seçimlerden beklenti, dört partili parlamento ve koalisyon. Bu durumda da iki anahtardan biri AKP’de Erdoğan’ın elinde olsa bile, ikinci anahtar üzerinde AKP’nin mutlak hakimiyeti olmayacak, yetki ve sorumluluğu bir başka partiyle paylaşmak durumunda kalacak.

Bu senaryonun AKP’yi ürkülen yanı, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasından sonra partinin Abdullah Gül’ün liderliğinde umulan başarı çizgisini tutturamaması. AKP’nin oluşacak yeni Meclis’te tek başına iktidar bir yana, yönlendirme gücünü de kaybetmesi.

Bazı AKP’liler gelecek dönemde de tek başına iktidarı garanti görürken, bazılarının kafalarında bu yönde ciddi tereddüt ve endişeler var.

Örneğin CHP ve MHP’nin salt çoğunluğu sağlayıp, hükümet olmaları. En kötüsü de bugünkü iddialarını sürdürüp Erdoğan’ı Çankaya’da rahat bırakmamaları, indirme formüllerini hayata geçirmeye çalışmaları. En çok korkulan sonuç da bu zaten ve AKP’lilere göre zayıf da olsa böyle bir ihtimal yok değil.

Ama kuvvetli beklenti, yeni dönemde de tek başına iktidar olmasa bile parlamentonun tayin edici partisinin yine AKP olacağı yönünde. Yani iki anahtardan biri Erdoğan’ın elinde olacak, ikincisine de ortak olunacak.

Tabii ki bunlar bugünün senaryoları.

17 Nisan’da adaylık resmen açıklandıktan ve 16 Mayıs’ta yeni cumhurbaşkanı göreve başladıktan sonra bakalım ne gibi yeni senaryolar ortaya çıkacak?

DİĞER YENİ YAZILAR