Bütçe krizi yok sayıyor...

Haberin Devamı

Bütçe görüşmelerinin ilk gününde konuşan muhalefet liderleri hiç malzeme sıkıntısı çekmedi. Genel Başkanların çantaları, dosyaları oldukça yüklüydü. Malzemenin hükümete karşı kullandıkları kozların çoğunu da yine hükümet, Başbakan Tayyip Erdoğan verdi muhalefetin eline.

Başbakan Erdoğan’ın küresel kriz konusunda son ikibuçuk aydan beri söylediklerini dün kendisine karşı Deniz Baykal da, Devlet Bahçeli de kullanma imkanı buldu. Bu, Erdoğan ve kurmaylarının küresel krizi ve bunun Türk ekonomisine yansıyabilecek etkilerini doğru okuyup algılayamamalarının bir sonucuydu.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın dile getirdiği “öngörüsüzlük” eleştirisi, gerçekten de 2009 Program ve Merkezi Yönetim Bütçesi’nin daha ilk satırlarından itibaren açıkça görülüyor. Kriz fırtınasının Atlantik ötesinden tüm şiddetiyle esmeye başladığı bir ortamda Meclis’e getirilen tasarı, Başbakan’ın söylemine uygun olarak “Hamdolsun kriz bizi teğet geçecek” varsayımı üzerine oturtulmuş.

Örneğin Türk ekonomisinin bu yıl yüzde 4 büyüyeceği öngörülürken, bu büyüme hızını 2009’da da aynen koruyabileceği iddiasına dayalı bir kurgu var program ve bütçede. Oysa bu yıl dahi büyümenin yüzde 1,5-2’ler seviyesinde kalacağı daha tasarı yasalaşmadan hemen hemen kesinlik kazanmış durumda.

Bir başka rakam bütçe ve programda yer alan ve kamunun ithalat, borç faizi ödemeleri ve ithalden alınan vergi gelirlerinin hesabında önemli yer tutan döviz kurunun kaç YTL olacağı öngörüsü. Bütçedeki varsayım şimdiden 1,6 YTL’yi zorlayan dolar kurunun 2009 yılında 1,4 YTL olacağı yönünde.

Daha çarpıcı bir başka öngörü de 2009 yılında Türkiye’nin dış ticaret ve ödemeler dengesine ilişkin hedefler. İthalatın artmaya devam ederek 232,5 milyar dolara çıkacağı, cari açığın da 50,4 milyar doları bulacağı öngörülüyor. Her iki hedef de şimdiden geçerliliğini yitirmiş durumda. İthalat rakamı bu düzeye çıkmayacağı gibi bütçede öngörülen ithalden alınan vergi geliri hedefi de tutmayacak.

Bu arada Deniz Baykal bu kez sadece eleştirmekle kalmadı. Ekonomik krize karşı düşündüğü tedbir önerilerini de sıraladı. Örneğin iç talebi harekete geçirebilmek için kamu yatırımlarının arttırılması, KDV oranlarının 5 puan düşürülmesi, banka sigorta ve muamele vergilerinin düşürülmesi gibi. Ancak hükümetin bu önerileri istese bile bu noktadan sonra IMF’ye kabul ettirip uygulamaya koyabilmesi çok zor.

Özetle 2009 bütçesinde biçimde geçerliliğini şimdiden yitirmiş pek çok hedef ve varsayım var. Ancak bütçe muhtemelen bu haliyle yasalaşacak. Yasalaştıktan sonra da 2009 yılı Ocak ayının ilk günlerinde IMF ile masaya oturulup teknik görüşmeler başladığında bütün bu rakam ve varsayımlar yeniden hesaplanacak.

Sonuçta hukuki olarak Meclis’in kabul ettiği bütçe yasası kağıt üzerinde uygulamaya konulmuş olacak ama öte yandan bir de IMF anlaşması çerçevesinde uygulanacak olan gayri resmi bütçe kısıtları ve buna uygun politika hedefleri olacak. Meclis’in kabul edeceği harcama hedeflerinin çoğunun makaslanacağı da şimdiden kesin. Çünkü uygulama bütçesi IMF denetiminde olacak.

DİĞER YENİ YAZILAR