Bu tartışma bitmez

Haberin Devamı

Tartışma yeni değil, Abdullah Gül seçildiği günden beri görev süresinin ne kadar olduğu tartışmalı.

Yürürlükteki anayasa hükmüne bakılırsa 5 yıl. Ancak Abdullah Gül’ün seçimine esas olan anayasa hükümlerine göre ise 7 yıl.

Hukuki yönden, anayasal açıdan gerçekten de tartışmalı bir konu. Ve bu tartışmayı başından beri canlı tutan, sürüncemede bırakan da Cumhurbaşkanı Gül’ün kurucusu, ilk başbakanı olduğu kendi partisi.

2010 yılı Ekim ayında bu konuyla ilgili bir dost sohbetini hatırlıyorum...

İki gazeteci arkadaşımla birlikte AKP’li iki önemli siyasetçiyle sohbet ediyorduk.

Konu Cumhurbaşkanının görev süresi ile ilgili tartışmalara geldiğinde halen iktidar partisi içinde çok etkin olan AKP’li siyasetçi, bu konuda şunu söylemişti o gün:

“Aslında bu tartışmaya (görev süresi) geçen hafta yasama yılını açış konuşmasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül noktayı koydu. Süre 5 yıldır...”

Biz, konuşmasında Cumhurbaşkanı’nın görev süresine ilişkin bir cümlesini hatırlamadığımızı söylediğimizde ise şu yanıtı verdi:

“Konuşma metnini dikkatli okuyun. Sayın Cumhurbaşkanı ‘Meclis’in görev süresi dört yıldır’ diyor. Meclis’in süresi 4 yıl ise Cumhurbaşkanının süresi de 5 yıldır...”

Gerçekten de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 1 Ekim 2010’da yasama yılı açılışı nedeniyle Meclis’te yaptığı konuşmasının daha ikinci paragrafında şunları söylüyor:

“Açılışını yaptığımız bu yasama yılı, demokrasinin iki temel mekanizmasının işlediği bir zaman diliminin ortasına geliyor. Öncesinde, siyasi tarihimiz açısından çok yönlü anlamları olan bir referandum gerçekleştirildi. Yasama yılının sonrasında ise milletvekili genel seçimi yapılacak...”

Evet, Meclis henüz seçim kararı almış değil ama Cumhurbaşkanı Gül, Anayasa’daki 4 yıl hükmünü dikkate alarak en geç 2011 yılı Temmuz ayında genel seçimlerin yenileneceğini söylüyor.

Özetle Cumhurbaşkanının görev süresi ile ilgili tartışma, “yazılmamak kaydıyla” yapılan sohbetlerde konuşulmasına rağmen üç seneden beri bir türlü sonuçlandırılamıyor. Çünkü bu konuda çok kesin hukuki değerlendirmelere sahip olan AKP’liler bile açıkça değil, ancak “yazılmamak kaydıyla” ifade edebiliyorlar.

Çünkü biliyorlar ki bu konuda son sözü Başbakan Tayyip Erdoğan söyleyecek.

Bu süre tartışmalarının Cumhurbaşkanı Gül’ün son derece canını sıktığını, kendisine ve makama karşı saygısızlık addettiğini bilmesine karşın Erdoğan geçen haftaya gelinceye kadar konuya hiçbir şekilde müdahil olmadı. Tartışmaları izlemekle yetindi ve etrafına, yakın çevresine en küçük bir sinyal vermedi.

Erdoğan nihayet geçen hafta, “5 yıl” mı, “7 yıl” mı diye papatya falına dönen tartışmaya kendi açısından noktayı koydu:

“Bize göre Cumhurbaşkanı’nın görev süresi 7 yıl...”

Ama mesele kapanmadı. Aksine tartışma daha da alevlendi. Muhalefet ayağa kalktı. Bugün CHP de MHP de BDP de Cumhurbaşkanı’nın görev süresinin 5 yıl olduğu konusunda son derece ısrarlı.

Sürenin 7 yıl olduğunu cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin esasların düzenleneceği yasa ile hüküm altına almak da sorunu çözemeyebilir. Aksine tıpkı 2007’de olduğu gibi meselenin Anayasa Mahkemesi’ne taşınması gündeme gelebilir...

Belki de tek çıkar yol 2007’de alelacele yapılan anayasa değişikliğinde ihmal edilen geçici maddeyi şimdi Meclis’ten geçirmek olabilir. Yani, 5 yıllık sürenin görevdeki cumhurbaşkanı için bağlayıcı olmayacağına ilişkin bir anayasa değişikliği...

DİĞER YENİ YAZILAR