BDP ile anayasa koalisyonu olur mu?

Haberin Devamı

Hükümetin seçime kadar gerçekleştirmeyi ve sonuç almayı çok istediği üç önemli projesi var:

Açılım süreci, anayasa değişikliği ve ekonomide iyileşme...

Ancak her üç projede de ne yazık ki inisiyatif doğrudan hükümetin, iktidar partisinin elinde değil. Dış etkenler, dış destek ve köstekler önem kazanıyor.

Bugünlerdeki en heyecanlı tartışma konusu kuşkusuz anayasa değişikliği. İktidar partisinin artık sıfırdan yeni anayasa, sivil anayasa gibi bir iddiası zaten yok.

Ancak mevcut anayasada seçimlerden önce kritik bazı düzenlemeleri hayata geçirmeyi arzuluyor.

Hatta bunun için gerekirse referandumu dahi göze almaya hazır görünüyor Başbakan Tayyip Erdoğan. Hazırlık sürecinde iç tartışmanın sürdüğü ifade ediliyor, fakat AKP’-nin hangi konularda değişiklik arzuladığı da aşağı yukarı belli.

Birinci sırada Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısının değiştirilmesi geliyor. Kurul’dan rahatsızlığını, yargı alanında yapmak istediği atama tasarruflarını yapamıyor olmanın verdiği sıkıntıyı öteden beri gizlemiyor hükümet.

Bunu aşmak için bulunan formül de Anayasa’nın ilgili maddesini değiştirerek Kurul üyelerinin seçiminde parlamentoyu devreye sokarak iktidarı etkin kılmak biçiminde özetleniyor.

Arzulanan bir diğer anayasa değişikliği de bir süre önce Anayasa Mahkemesi’nin reddettiği askere sivil yargı yolunun yeniden açılabilmesi. Bunun için de Anayasa’nın 145. Maddesi’nin değiştirilmesi öngörülüyor.

Bir başka kritik düzenleme de Anayasa’nın siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin 68 ve 69. maddeleri. Bu düzenlemeyle de parti kapatmalara Venedik kriterlerinin getirilmesi. Yani terörle bağı kanıtlanmamış siyasi partilerin kapatılmasının engellenmesi.

Bunlar siyasette ve kamuoyunda büyük gürültü kopartabilecek türden düzenlemeler. Bu konularda ne anamuhalefet CHP ile ne de MHP ile uzlaşma ihtimali de yok gibi...

Fakat AKP’nin anayasa değişikliği paketi sadece bunlardan ibaret olmayacak. Bu kritik maddelerin yanı sıra herkesin kabul edebileceği birkaç madde ile makyajlanarak demokratikleşme imajı yaratılmasına da özen gösterilecek. Örneğin, kadınlara ilişkin pozitif ayrımcılık, ombudsmanlık müessesesi oluşturulması gibi...

AKP’nin bu anayasa paketini muhalefetin sert karşı çıkışına rağmen tek başına Meclis’ten geçirip referanduma gitmeyi göze alabilmesi kolay değil.

Çünkü Başbakan Erdoğan’ın “bıçak sırtı” sözüyle ifade ettiği gibi AKP grubunda sayıları yüksek olmasa da buna karşı çıkabilecek bir muhalif grup olduğu biliniyor. Ve yapılacak oylamada 330’un altında kalma riski düşündürüyor AKP’yi.

Bu ihtimal zayıf değil. Ve bunu bertaraf edebilmenin tek yolu da BDP’yi bu işe ortak etmekten geçiyor.

Bu pakete yüzde 10’luk seçim barajının yüzde 5’e düşürülmesi ve Meclis’te temsil edilen bütün siyasi partilere seçimde Hazine yardımı sağlanması, ceza yasasında demokratikleşme yönünde bazı ufak tefek değişiklikler yapılması halinde BDP, AKP’nin bu önemli projesine destek verebilir.

Ama acaba AKP barajı düşürmeye yanaşır mı? Dahası BDP ile anayasa koalisyonu yapmış görüntüsünü vermeyi göze alabilir mi?

Zor...

DİĞER YENİ YAZILAR