Baykal’ın önlem paketi gerçekçi mi?

Haberin Devamı

Başbakan Tayyip Erdoğan önceki gün Mardin’de “işsizliğin çaresi yok” dedikten sonra muhalefete meydan okuyarak “öneriniz varsa söyleyin” demişti ya, dün CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’dan yanıt geldi.

Hem de Türkiye’nin siyasi geleneklerinde ender rastlanan bir yanıt. Baykal, Başbakan Erdoğan’a bir anlamda yeni bir önlemler paketinin özetini önerdi. Doğruluğu yanlışlığı, tutarlılığı tutarsızlığı tartışılabilir ama Baykal’ın önerileri ciddiye alınmaya; irdelenmeye değer. Bugüne kadar ekonomik kriz Türk ekonomisini ağır biçimde sarsarken hükümet bir iki aspirin tedavisi cinsinden tedbir dışında gelişmeleri seyretti. İş dünyasının aylardır merakla beklediği kapsamlı önlemler paketi bir türlü çıkmadı.

Şimdi ana muhalefet lideri öneriyor; hem de “bu yola girer, önlemleri almaya karar verirsen biz de sana her türlü desteği vermeye hazırız” taahhüdüyle.

“Bütçe gelir - gider hedefleri gerçekçi değil, makro ekonomik hedefler uçuk, bunları değiştir” diyor Baykal. Haksız mı?

Meclis’in kabul ettiği 2009 bütçesinin hangi hedefi gerçekçi? Oturtulduğu makro ekonomik hedefler gerçekçi mi? Yüzde 4 oranında gayri safi yurtiçi hasıla büyümesi, 50,4 milyar dolar cari açık hedefi inandırıcı mı?

Bu yıl Türkiye’nin değil yüzde 4’lük büyüme hedefine ulaşması, ekonomik küçülmenin yüzde 2 veya 3’lerde tutulabilmesi bile başarı sayılacak neredeyse. Dış ticaretin yüzde 25 oranında daralması dahi iyimser tahmin. İthalat yüzde 25 - 30 oranında azalacak, aynı şekilde ihracat da. O zaman bütçede öngörülen ithalat vergileri haliyle azalacak.

Talep daralması ve ekonomideki durgunluğun doğal sonucu olarak KDV ve ÖTV başta olmak üzere vergi gelirlerinde büyük erozyona yol açacak. Ki bunun ilk işaretleri Ocak ayı rakamlarında görüldü.

O nedenle de işe bütçe ve ekonomik program hedeflerini gerçekçi, inandırıcı hale getirmekten başlamak gerekiyor. Ki bu durumda bütçe gelirlerinin öngörülenin yüzde 15 veya 20 oranında daha aşağı çekilmesi kaçınılmaz olacak.

Bunun üstüne bir de Deniz Baykal’ın paketinde ekstra gelir azaltıcı ve harcama artırıcı öneriler var.

Örneğin, otomobil ve dayanıklı tüketim malları ile ilgili o sektörlerde 6 ay süreyle KDV’nin kaldırılmasını, sigorta primleri ve stopaj vergilerinin 10 puan aşağı çekilmesini, ayrıca İşsizlik Fonu’ndaki birikimin işsizliğin azaltılması için devreye sokulmasını öneriyor Baykal.

O zaman bütçe dengesi nasıl kurulacak?

Bazı iktisatçıların önerdiği gibi bir yıla mahsus mali disiplinden vazgeçilerek, kamu harcamalarına gaz verilerek ekonomi canlandırılmaya mı çalışılacak? Yani bir sorun aşılmaya çalışılırken geleceğe dönük başka sorunların tohumları mı ekilecek?

“Olsun, o sorunları da gelecekte çözeriz şimdi ekonomideki yangını söndürmek önemli” denebilir. Ancak o zaman da Türkiye’nin IMF ile anlaşmayı unutması gerekiyor...

Bunlar tartışılabilir ama bazı yönleriyle eleştirilse de Baykal’ın dün gündeme getirdiği paket önerisi son derece önemli. Şimdi mesele Tayyip Erdoğan’ın bu öneriye yaklaşımının ne olacağı...

Erdoğan, iki gün önce, “işsizliğe çare önerin yerine getirmezsem siyaseti bırakırım” demişti.

Şimdi Baykal çareyi önerdi. Erdoğan bu önerileri acaba ciddiye alacak mı?

Son derece zayıf bir ihtimal.

Muhtemelen bu öneriler üzerinden yeni polemik konuları çıkaracak, meydanlarda muhalefete yüklenmeye devam edecek. Çünkü şu ara Başbakan, ekonomide olup bitenlerle pek ilgili değil. Bütün konsantrasyonunu, enerjisini 29 Mart seçimlerine harcıyor. Ekonomideki krize de, seçimden sonra bakarız, havasında.

DİĞER YENİ YAZILAR