Baykal: Durum kaygı verici

Haberin Devamı

‘Başbakan anayasaya sahip çıkan devlet kurumları ile kavga ediyor’

CHP Lideri Deniz Baykal ile Başbakan Tayyip Erdoğan arasında uzunca bir süredir ipler kopmuş vaziyette. Karşılıklı olarak ikisi de birbirine tepkili, birbirlerini çok ağır ifadelerle eleştiriyor, hatta suçluyorlar.

Bu malum...

Bunun ülkede bir süredir yaşanmakta olan ve son dönemde derinleşen gerilim ve kutuplaşmayı körüklediği de açık.

Bu gerilimi ve nedenlerini dün CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile konuştuk.

Kısa telefon sohbetimiz sırasında “Türkiye için çok kaygılıyım” diyor ve kaygısını iki ana eksene, Türkiye Cumhuriyeti’nin en temel iki hassasiyetine, en temel iki kırmızı çizgisine oturtuyor: Ulusal bütünlük ve laiklik...

Birincisini bir iki günden beri bazı kentlerde yaşanan Nevruz olaylarını örnek göstererek açıklıyor:

“Ulusal bütünlüğümüz ciddi bir sarsıntı geçiriyor. Ülkenin bir coğrafyasındaki kentlerinde, hatta büyük şehirlerinde barikatlar kuruluyor, onbinlerce insan polislerle çatışıyor, bölücü terör örgütü ve elabaşısı lehine sloganlar atılıyor, kepenkler kapattırılıyor. Bu durum kabul edilebilir değildir, iş çığrından çıkıyor. AKP iktidarı devralmadan önce bu konuda tablo böyle miydi? Hayır değildi. AKP’nin iddiaları ile söylemleri ve uygulamaları ile Türkiye bu noktaya geldi. Korkarım ki 5 yıl sonra çok daha kaygı verici bir noktaya geleceğiz. Türkiye buna seyirci kalamaz, kalmamalıdır...”

“İkinci kaygı verici nokta şudur” diyor ve anlatıyor Baykal:

“Türkiye’de bugün cumhuriyetin, anayasamızın temel özü paramparça ediliyor. İkinci tehlikeli ve kaygı verici süreç burada işliyor. Türkiye coğrafyasının sadece bir yerinde değil, bütün coğrafyasında bölünüyor. Bölücülük ve din istismarı el ele gidiyor. Açılan Said-i Nursi posterleri ile APO posterleri yan yana...

Laikliğe tehdit çok açık ve tehlikeli boyutlara gelmiştir. Bu gelişmeleri bizi son derece rahatsız ediyor...”

Aslında Türkiye’nin son derece tehlikeli bir gerilim ve kutuplaşma ortamına gitmekte olduğunu aklı başında herkes görüyor, herkes bundan kaygılı. Ve hatta ana muhalefetle iktidar arasındaki çekişmenin de bir tarafa atılması ve tarafların bir yumuşama sürecine girmesi yönünde telkinler, öneriler de yapılıyor.

Bu görüşleri hatırlattığımızda da yanıtı şu oluyor Deniz Baykal’ın:

“Bu şekilde değerlendirmek gerilimin nedenini yanlış yerde aramak olur. Bu işte yanlış olan budur. Başbakan’la benim aramda siyasi tartışmalar olması normal. Ama Başbakan bunu bugünkü gerilimin kaynağı gibi göstermeye, durumu iktidar ile anamuhalefet arasında siyasi sürtüşme, çatışma olarak sunmaya çalışıyor. Bu doğru değil. Gerilimi yaratan benim Tayyip Erdoğan’la tartışmam, iktidarla ana muhalefet arasındaki tartışma, siyasal sürtüşme değildir. Bugün Başbakan bizimle değil anayasa ile anayasaya sahip çıkan devlet kurumları ve cumhuriyete demokrasiye sahip çıkan basınla kavga ediyor bugün. Bugünkü gerilimin kaynağı budur. Anamuhalefet olarak biz bugünkü durumdan gelişmelerden, iktidarın söylem ve uygulamalarından son derece rahatsısız. Rahatsızız çünkü Türkiye parçalanıyor, cumhuriyetin içi boşaltılıyor bundan rahatsızız.”

Baykal, “iki ana eksen”de özetlediği kaygılarını anlatırken söylediği şu cümle önemli: “Türkiye buna seyirci kalamaz, kalmamalıdır.”

Ne yapmalıdır? Örneğin CHP ne yapacak?

“Tehlikeyi halka anlatacağız. Türkiye’nin cumhuriyete ve ulusal bütünlüğümüze sahip çıkmasanı sağlamaya gayret göstereceğiz” diyor Baykal.



DİĞER YENİ YAZILAR