Baykal’dan çarpıcı yolsuzluk iddiaları

Haberin Devamı

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, kalelerden çok partisinin güçsüz olduğu illere gitmeye özen gösteriyor. Önceki gün de Kırıkkale ve Kırşehir mitingleri vardı. Kırıkkale CHP’nin çok iddialı olduğu bir il değil. Fakat, özellikle birinci sıradaki kadın aday Aliye Gündüz’e destek için araya sıkıştırılmış. Güneşin altında 40 dereceyi aşan sıcağın da etkisiyle meydanda öyle büyük bir kalabalık yoktu. Kırıkkale’de MHP ve AKP çekişiyor ama dört milletvekilinden birini CHP’nin çıkarması sürpriz olmayacak gibi...

Kırşehir’de ise Baykal’ı daha mutlu eden bir tablo vardı. Şehre girişten itibaren coşkulu bir karşılama yapıldı. Yol kenarlarından verilen sıcak selamlar, alkışlar bu ilde CHP’ye dönük sempatinin bir işaretiydi. Ana caddelerdeki evlerin balkonlarından sarkan bayraklar, meydandaki coşkulu kalabalık Kırşehir’deki üç milletvekilinden birini CHP’nin alacağının işareti gibiydi.

Ve meydanda Erdoğan’a ve hükümete yüklendikçe kalabalığın coşkusu artıyor. Kampanyasını esas olarak üç ana eksene oturtuyor Baykal: Bölücü terör ve terörle mücadele. Yolsuzluklar. Ucuz mazot, aile yardımı ve eğitim reformu vaadi...

Terörle mücadele konusunda izlediği politikayı eleştirirken Erdoğan’a çok ağır ifadelerle yükleniyor Baykal ve meydandaki kalabalıktan da olumlu reaksiyon alıyor.

Baykal’ın yoğun alkış ve tezahürat alan bir cümlesi de şu oluyor:

“CHP’yi çoğunluk yapın dokunulmazlıkları kaldıralım, namussuz siyasetçinin cakasını bozalım...”

2002 seçimlerinde de dokunulmazlıkların kaldırılması vaadi vardı Baykal’ın, şimdi de. Yolsuzlukların önlemeyişinin nedeninin milletvekili dokunulmazlığı olduğunu düşünen Baykal bu konuda şunları söylüyor:

“Bu işin (yolsuzluk) içinde bir üçgen, bir sacayağı var. Sacayağının bir tarafında haramzade bir işadamı, onun yanında ona yardımcı olan ahlaksız bir devlet memuru var. Bir de bu ikisiyle işbirliği yapan namussuz bir siyasetçi var. Bu üçü el ele veriyor, ülkeyi soyuyorlar. Bu soyguna son vermek için yapılması gereken iş, dokunulmazlıkları kaldırarak o siyasetçiyi aradan çıkarmak. Bunu yaptığımız anda sacayağı çöker...”

Ankara’ya dönerken helikopterde de bu konu açılıyor ve Baykal, 22 Temmuz seçimlerinde parlamentoda yönlendirici bir çoğunluk elde etmeleri halinde ilk iş olarak milletvekili dokunulmazlıklarını kaldıracaklarını söylüyor.

Peki yolsuzluk iddiaları konusunda ne yapacak? Başbakan’ı, bakanları Yüce Divan’a göndermek öncelikli hedef mi?

Önyargılı olmadığını söylüyor Baykal ama kamuoyuna da malolmuş bazı iddiaların araştırılıp gereğinin yapılacağını belirterek şöyle devam ediyor:

“DDK’ca (Devlet Denetleme Kurulu) hazırlanmış olan onlarca rapor var. Bu raporlar derhal işleme konulur. Yapılmış olan yanlış işlerin hesabı mutlaka sorulur. Balıkesir SEKA özelleştirmesi ile ilgili DDK raporundan başlayıp, Tüpraş’ın yüzde 14’lük hissesinin gece yarısı Ofer’e satışına kadar pek çok konu var. Bunlar elbette araştırılır. Gerekirse Meclis soruşturma komisyonları bu işin gereğine bakar ve Yüce Divan yolunu da açar.”

Yolsuzluklarla ilgili sohbetimiz sırasında Baykal kamu ihaleleri ve bazı büyük özelleştirme ihaleleri konusunda da örtülü bazı iddiaları dile getiriyor. “Hiçbir büyük ihaleyi, büyük özelleştirmeyi bedavaya (rüşvetsiz) vermiyorlar” diyor ve bu noktada örtülü biçimde iki örnek veriyor:

“Bazı kamu ihalelerinde araya sıkıştırılan yüzde 10’luk küçük ortaklar var. Bu neden yapılıyor acaba? Bazı büyük ihaleleri kimin alacağı önceden belirleniyor. Bazı çok saygın gözüken firmalar bile bu ihalelerde kullanılıyor. Herkese önceden söyleniyor; ‘sen şu rakamın üstüne çıkma, sen şu sınırda çekil’...”

“Bu iddiaların doğruluğu nasıl kanıtlanacak?” diye sorduğumda da anlamlı bir yanıt veriyor Baykal:

“22 Temmuz’da iktidar değişirse hep birlikte görürüz. Hiçbir şey gizli kalmaz. Ya bir yerlerde bir kayıt vardır, ya da birileri konuşur anlatır bunları...”

Baykal açıkça söylemiyor ama tahminim elinde bu iki örnekle ilgili olarak da sağlam bazı dayanaklar var...

DİĞER YENİ YAZILAR